Türk'ün asırlarca orta zamanlara akan gönlünü, Arabistan çöllerine bakan gözlerini, medeniyete, asra ve istikbale çeviren, Atatürk olmuştur.
-Ali Fuad Başgil
Yunan orduları, Ankara üzerine yürüyordu. Bir sabah erken, Millet Meclisi'nde toplandık. O'ndan bilgi alacaktık.
Bir Anadolu haritası istedi, getirdik. Kırmızı kalemle, Sakarya arkasında geniş, uzun bir hat çizdi ve bu hattı bize göstererek:
-Düşmanı burada tepeleyeceğiz dedi. İnandık, niçin inandık, nasıl inandık, hala bilmiyorum.
Bu işi üzerine aldı ve düşmanı çizdiği hat üzerinde tepeledi. O, Sakarya'dan Ankara'ya bir çocuk gülümsemesiyle dönmüştü. Yenilgimizle bittiği taktirde Türk bağımsızlığının mutlak ve mutlak sonu olacak bir çarpışmayı kişisel çabalarıyla kazanmıştı.
-Hamdullah Suphi Tanrıöver
Atatürk'ün orduya son hitabı, ölümünden 13 gün önce, hasta yatarken, başbakanın okuduğu cumhuriyetin 15. yıldönümü mesajındadır:
"Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan, her zaman zaferle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk Ordusu!
Memleketini en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmış isen, Cumhuriyet'in bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtaları ile mücehhez olduğun halde vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur. Bugün, Cumhuriyet'in 15. yılını mütemadiyen artan büyük bir refah ve kudret içinde idrak eden büyük Türk milletinin huzurunda Kahraman Ordu, sana kalbi şükranlarımı beyan ve ifade ederken büyük ulusumuzun iftihar hislerine de tercüman oluyorum."