1990 yılında Adana'da doğdu. Okuduğu kitaplara alternatif olay örgüleri kurarak başlayan yazarlık kariyeri, kendi yazdığı öyküleri bir başkasına aitmiş gibi anlattığı dost meclislerinde boyut değiştirdi. Birtakım absürt olaylar nedeniyle kimya eğitimi aldı. Garsonluk, kitapçılık, makinistlik ve reklamcılık yaptı. Yazıları başta OT Dergi olmak üzere birçok dergide yayımlandı. Halen Cumartesi Kitaplığı için editörlük yapmakta ve kitapları, oyunları ve eşiyle birlikte Adana'da yaşamaktadır.
“Birlikte yaşamayı kabul ettiğin günü hatırlıyor musun?” dedim gülümseyerek. Bugün yıldönümümüz. Gözleri daha da parlıyor.
“Nasıl unuturum Akif? Ben her gün o güne lanet ediyorum!”
Aynı eve çıkmadan önce, bende kaldığı o tek gecelik anı özlüyorum. O gün olduğu kadar mükemmel değiliz şimdi. Onun göbek bölgesinde biraz birikmişi var, benim de sararmış dişlerim. Olsun. Güzelir. O varsa her şey güzelir
Çerez tadında bir kitap. Hemen okuyup bitirilecek. Vurucu cümleleri olan kısa hikayelerden oluşuyor. Çayın, kahvenin yanında dinlemek için tavsiye edilir.
öncelikle bu kitabın hikayelerden oluştuğunu belirttikten sonra her hikayede insanlarla bağdaştığımızı zannediyor olsak bile kitabı bitirdiğimizde aslında hikayedeki insanlarla değil, onların yaşadığı bazı duygularla bağdaştığımızı ve bu duyguların bizi “bu hikayenin gideni ben olacağım” diyen ‘bakkal osman abi’ gibi biçare bırakabileceğini yahut “hâlâ, sadece insanım!” diyen Darcy’in umudu kadar diri tutabileceğini ve duyguların gerçekten bizi insan kıldığını duygusuz hiçbir yere ve zamana ait olamayacağımızı hissettirmekte.
Amatörce ve bir çırpıda kalemimizden çıkan hikayeler gibi. Böyle olduğu için de hikayeleri okudukça benimsiyor ve bazı cümleleri ya kendin değiştiriyorsun da ya da yeni bir son yazıyorsun.