Çok güzel bir kitaptı; düşkünler, aşağılanmışlar, fakirler, tutunamayanlar, sıradan insanlar... Yirmibirinci yüzyılın modernitesine o kadar kapılmışız ki böyle bir dünya olduğunu, böyle insanların da olabileceğini unutmuş gibiyiz. Oysa onlar kanlı canlı olanca talihsizlikleriyle varlar ve en az herkes kadar yaşamaya ve yaşamlarının anlatılmasına hakları var. Öyküler sıcacıktı, modern yaşamın soğukluğunu elinin tersiyle itmiş olması nedeniyle onlarla duygusal bir bağ kurabiliyorsunuz ki belki de bu bir kitap için en önde gelen kriter olmalı. Yıllar boyunca yukarıda saydığım tüm bu özellikleri taşıyan ve kısaca onlara şansız dediğim bu insanlar için ne yapılabilir diye merak etmişimdir. Bu yüzden kah dine sarıldım kah en hararetli tartışmalara giren bir solcu oldum. Yıllar geçti ve hayat koşuşturması yorgunluk derken bu kaygılar halının altına süpürüldü, şimdi tam olarak neye inanıyorum inanın onu ben de bilmiyorum. Cabir Özyıldız'a bu kaygıları böyle insanların da var olduğunu bana tekrar hatırlattığı için çok teşekkür ederim, oysa onlar gözümüzün önünde yanıbaşımızda sadece kendi hayatımıza dalmış ve tüm bu olanları kanıksamışız. Kitabı okurken aklıma çocukluğumuzun sıfıra vurulan saçları kalabalık sınıfları yada eski çizmelerimiz geldi. Yazarın betimlemeleri o kadar iyi ki sanki sıcak kalpli bir abiden tüm bu insanları dinliyorsunuz ve o abi' bak kardeş görmezden gelsek de böyle bir dünya da var ' der gibi. Cabir Özyıldız çok güzel bir kalem, kalemi daim olsun. İyi ki iyi insanlar var, iyi ki iyi yazarlar var.