Adana - Çukurova Kitap Fuarı
Çok uğraştım, çok çabaladım. Tek başıma değildim elbet, müthiş bir desteğe sahiptim. Çok üzüldüğüm anlar da oldu, çok yıprandığım anlar da. Ama bugün burada bu pozu verebiliyorsam bir şeyleri doğru yapmış olmalıyım.
Yaz Gecesi eşsiz bir yolculuk, ona bir şans verin ki ben de kelimelerimle kalplerinize dokunabileyim. Satır aralarına sakladığım umutlar sizlere ulaşsın.
Güzel bir alıntı bırakıyorum sizlere.
Gözyaşım Efran’ın yüzüne damlayınca fark ettim ağladığımı. “İyi ki hayattasın,” dedim kısık bir ses tonuyla. “Belki yanımda değildin ama senin yaşadığını düşünmek bile yeterliydi. Öldüğünü düşünmek dahi istemiyorum.”
Başparmağıyla gözyaşımı sildi. “Gözyaşlarına değmiyorum küçük arkadaşım benim için ağlama.”
Gülümsedim. “Sen benim için her şeye değersin.”
“İlk defa yaşadığıma şükrediyorum biliyor musun Havin? Ve bunun tek sebebi sensin. Hayatı yaşamaya değer kılıyorsun.”
Syf:138
Tolga ve Meyra'nın hikâyesini merak edenler... Güzel bir haberim var! Eğer bir aksilik çıkmazsa Siyahın Kelebeği bu bahar raflardaki yerini alacak! 🌼
Tadı damağımda kalmış yarım sevinçler, kırık umutlar ve gerçekleşmeyen hayallerle dolu hayatımı beyaz perdede izler gibi hissettim çoğu zaman. Ve hiçbir zaman tam olarak dâhil olamadım kendi hikâyeme. Dışında da değildim hani, çünkü her an hissettiğim her şey tarif edemeyeceğim kadar gerçekti ama ortasında da değildim, hep kıyıda köşedeydim. Günışığına çıkmayı beklediğim sayısız gecenin ardından bunun bir işe yaramayacağını fark ettiğimde gökyüzümün bütün ışıklarını söndürdüm. Yıldızlarımın hepsini tek tek yere düşürdüm. Ve hiçbiri bir dileği temsil etmedi. Zaten artık hiçbir dileğimin de gerçekleşeceğini düşünmüyordum.