Picasso ve aşçısı ilk bakışta biraz karmaşa yaratabilir. Bir sanatçı ile bir aşçı kurgusal bir roman içerisinde nasıl bir araya geldi gibi sorular da çok doğal elbette. Ancak beklenmedik şeylerin güzelliği de burada devreye giriyor. Kurgusal dahi olsa dönemin Fransa'sına gidip gerçek anlamda Picasso'ya yemek yaptığınızı hayal edebilirsiniz. Aubray tarafından yazılan bu roman 1936 ve 2016 yıllarında yaşayan iki aile üyesinin gözünden bakmayı sağlıyor olaylara. 1936 yazında ana karakterimizin Picasso'ya yemek yapmaya başlaması ve ardından gelişen olayların 2016 yılında nasıl nüksettiğini hep birlikte görüyoruz. Sadece bir roman değil aynı zamanda hem Picasso'yu hem Fransa yemeklerini hem de bu kurgusal olduğuna inanamayacağımız keyifteki hikayeyi bir araya getiren harika bir eser.
Bak Celine, insanlar durduk yere senin güvenini kazanmak zorunda değiller. En nihayetinde güvenmek bizim kendi seçimimizdir. Kararımızı veririz ve deriz ki "Ben buna güvenmeyi seçiyorum" Bazen tek yapman gereken gözünü kapatıp kendini bırakmandır
Herkesin kendine ait parlak bir yıldızı vardır ve o yıldız insanı kaderine çağırıp durur, ama yıldızını dinlemeyi bırakırsan o ses zamanla tamamen susana dek yavaşça kısılır ve onu bir daha asla duyamazsın.
Selamlar arkadaşlar, yani bu kitabı okurken bu kadar yakınlarıma anlatıp hakkında heyecanla konuşacağımı, aynı zamanda da bir o kadar sıkılıp, yazara bunun için söyleneceğimi hiç düşünmemiştim. Şimdi hızlıca baştan alayım. Kitabı tamamen rastgele gördüm. Bu aralar böyle bir tık farklı bir şeyler okumak istiyordum ve bu kitabın kurgusunun da