Farklı statüde ki insanların bir araya topandığı bir plato..
İmzası atılmış geri dönüşü olmayan bir anlaşma..
Ve gerçekleşmesi gereken bir final..
KAFA KARIŞIKLIĞI BENİM MEZAR TAŞIM OLACAK.
‘Yemişveren Felaketi’, ismindeki geometriyi, zıtlığı, gerginliği ve umudu hemen her sayfasında veren bir roman. Hikâye, röportajcı Fazıl Gencer’in, ülkenin
Yemişveren Felaketi
"Her değişim bir krizle gelir. Eğer birey bunu sindirebilirse; kriz, kişinin gerçeği olur."
Bir yönetmen, bir yazar, bir mimar, bir müzisyen. Hepsini bir araya getiren ise bir Plato. Ve Plato'ya adımını attıktan sonra bütün hayatı değişen bir röportajcı. İşinde çok iyi ve başarılıydı üstelik herkes tarafından da tanınıyordu. Çok sevdiği bir sevgilisi vardı ve aynı şekilde çok seviliyordu.
Ama işler umduğu gibi gitmedi. Önce sevgilisi onu terk etti sonra her şey yavaş yavaş kötüye gitmeye başladı. Sadece kendi hayatında da değil ayrıca. Plato da dahil olmak üzere ülke çapında "Zaman Kayması"na bağlı olduğu düşünülen bir salgın başlamıştı. Kimse kendinde değildi herkes delirmiş gibi hareket ediyordu. Neler oluyordu bu insanlara böyle? Bütün bunların sebebi Barış yani yönetmen miydi? Yoksa Yazar mı sebep olmuştu bütün bu olanlara? Peki ya Mimar'ın rolü neydi? Fazıl hayatını tekrar düzene koyup Bahar'ı bulabilecek miydi?
️Geriye kaçma şansı olmadan akan bir nehirdi yaşam. Ölüm de yolum bittiği noktada aşağıya kırılan bir çağlayan...
️İyileşmek isteyen herkes kendi felaketini arar.
️Kabullenmek, olgunluktu değil mi? Acıyla, hüzünle, yorgunlukla, kafa karışıklığıyla da olsa; hayatı olduğu gibi kabul edebilirdi. Hem, mutluluk neydi ki? Sabun köpüğü.
️Olmaktan korktuğum yerdeyim bitiyor hikayem. Boş bir odada.
CAN MEHMET UYANIK / YEMİŞVEREN FELAKETİ
Farklı statüde ki insanları bir araya toplayan bir plato düşünün, bu platoyu kuran ünlü yönetmen Barış Ergüder, şimdiye kadar yapılmayan bir çılgınlığı yapmaya karar vermiş ve yeni bir projeye adım atmıştı. Gazeteci Fazıl Gencer ile röportaj yapan ve bu gizli projeden bahseden ünlü yönetmen, plato da çalışmak için Fazıl 'a da iş teklif etmiş ve hayatının kararını verdiğinden haberi olmayan Gazeteci ise bu iş teklifini geri çevirmeyip kabul etmişti.
İmzası atılmış geri dönüşü olmayan bir anlaşma, gerçekleşmesi gereken bir final, zaman kayması, kurgusu önceden yazılmış bir oyun... Tüm bunlar size neyi çağrıştırıyor? Benim güzel olanı anlatamama gibi bir huyum var. Okuduğum en ilginç kitaplardan biriydi. Yazarın okuyucuyu derinden etkileyen kalemi, kitabın başından sonuna kadar düşmeyen temposu, merakla çevrilen sayfalar, her şey o kadar yerli yerindeydi ki nefis bir eser okumuş oldum. Kitaplığımda yer alacak nadide eserlerden biri ve sizlere naçizane tavsiyemdir. Okumalısınız, kitapla kalın..