ARMİNE-CANER TEK,143 sayfa
“Armine,üzerinde beyaz geceliği evin arka merdivenlerinden çıkarken,Recai aşkının bir peri sessizliği içinde kaybolup gitmesini bekledi.Çıplak ayaklı merdivenlerden çıkan kızın,sanki yere basmadan,uçarcasına gittiği yürüyüşünü izledi bir müddet.Beyaz dantelli geceliği,tan vaktinde bahçede esen rüzgarın etkisiyle üzerinde bir o yana bir bu yana savrulurken seyretti,gözlerinde gizlemeye çalıştığı yaşlarla.Bundan sonraki yaşamında aklında bu görüntüsüyle kalacak,onu hep bu haliyle hatırlayacaktı genç adam…”
Hangi ırktan ,milletten olursa olsun kendini bu vatanın evladı olarak gören insanların yaşadıkları acılar,aşklar,ızdıraplar…
Osmanlı’nın son dönemi…çete savaşları,kurtuluş savaşı,yıllarca kardeşlik ,komşuluk içinde yaşamış farklı dinden,farklı milletten oluşan insanların içine bu topraklara göz dikenlerin ektikleri nifak tohumları ile birbirlerine düşman olmuşlar ama bu düşmanlığa rağmen aşklarından,vatanlarından vazgeçmemiş Ermeni kızı Armine ile Türk genci Recai arasındaki sonsuz aşk..,
Annesini,babasını,sevdiği adamı,doğamamış oğlunu kaybeden ama vatanını terk etmeyen,sevdiklerine kavuşacağı günü hasretle bekleyerek yaşlanan bir kadının hayatla mücadelesi.
Farklı zamanlarda üç kez okudum ve her seferinde gözyaşlarımı tutamadım.
“Ben ülkemi seviyorum,
Topraklarımı seviyorum,
İnsanlarımı seviyorum…
Kimseye kırgın değilim,
Hepimiz Anadolu’nun çocuklarıyız.
Savaş hepimizin savaşıydı.
Tanrı bize bir daha böyle savaşlar yaşatmasın
Yaşasın Cumhuriyet Yaşasın Gazi Mustafa Kemal…”