1972’de Kayseri’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini burada tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü 1995 yılında bitirdi. Aynı bölümde master yaptı. (1998) İlk şiir kitabı Şeytanın Günlüksüz Irgadı 2001 yılında yayımlandı. Bunu 2002’de çıkan İmtiyaz Sahibi izledi. Türkiye Yazarlar Birliği, 2005 yılında Fedai’yi, Parmak ile Boyanmış adını taşıyan üçüncü şiir kitabından ötürü yılın şairi ödülüne layık gördü. MerdivenŞiir dergisinin editörlüğünü Ali Ural ile birlikte yürüten şair, şiirin rejenerasyonu üzerine yazdığı yazılarını Suyu Seveni Derin Batırın Irmağa adıyla Ekim 2007’de bir araya getirdi.
"Müslümanların bozukluğuna bakarak deist, ateist olunuyormuş.
Bunu öne sürenler, dünyayı 400 yıldır sömürenlerin vahşetini görmezden gelip ABD, Avrupa, Rusya, İsrail hayranı olunmasının gerekçelerini hazırlayanlardır.
Kirlilerin kendilerini Müslümanlarla temizlediği zamandayız."
Daha önce duymayanlar için "Erbain" kitabının en başında yer alan "Kış" şiirinin hikâyesini bırakıyorum buraya:
Bu hikâyeye dün
Celal Fedai hoca derste yer verince vakıf oldum ben de:)
Meğer İsmet bey bu şiiri yazdığını bile unutmuş zamanında.
İlkokul üçüncü sınıfta bir kış günü yazıp bırakıvermiş tarihin tozlu sayfalarına
Celal hoca ulaşmış şiire okul postasından.
Sonra telefonda İsmet Bey'e bunu ilettiğindeki sevincini aktardı bize. Ve Özel'in hemen "Erbain"in en başına nasıl ekleyişini...
Okul postasındaki resmi de bırakıyorum:)
Şair Celal Fedai’nin şiir üzerine kaleme aldığı bu kitapta, dönem ve akım itibarıyla birçok şaire ışık tuttuğunu ve şiirleri hem disiplinler arası hem de medeniyetler arası çapraz okumalara tabi tuttuğunu görüyoruz. Kitabın benim açımdan en mühim yönü bu. Ancak yazarın nesnel davrandığını söyleyemem. Kendi algısını bütün algıların üstüne ve merkezine koyması doğal ancak bilhassa karşı geldiği şairlere sürekli “bun ve bön” şeklinde yakıştırmalar yapması pek hoşlandığım bir tavır değil. Kendi algısına yakın şairlere merhametli, ancak diğerlerine oldukça katı. Derinlik katmak istediği hususları metaforlara boğması bence yöntemi açısından büyük bir olumsuzluk. Bir kitap anlaşılmak üzerine yazılıyorsa anlaşılmalıdır. Bütün bunlara rağmen yer yer keyif aldım. İki günümü ziyan etmiş saymıyorum o yüzden.
Kitabın sonundaki röportajları okumadım. Zaten yeterince yorucu bir kitaptı.
Ben bu yazarı hiç tanımıyordum kitabına aldandım aldım. Ama zaten şöyle 3 5 sayfa okuyunca hata ettiğinizi anlıyorsunuz. Akıcı olmayan bir üslubuyla birlikte cümlelerin hatta kelimelerin arasında en ufak bir ilgi yok maalesef. Yani yapay zekaya Türkçe sözlüğü versek bunları aralarında herhangi bir korelasyon olmadan sırala ya da boşver kafana göre takıl desek muhtemelen celal fedainin şiirlerinden daha iyi şiir yazardı.
Bu arada kitabında hepsini bitirmeye katlanamadım.
MTO ile tanıdığım şair Celal Fedai'nin kaleme aldığı denemelerden oluşuyor kitabı.
Ve benim hayatımda kullanmadığım kelimeler; hayata, insanların yaşamına, düşüncesine yol veren kelimeler, yönlendiren şekillendiren kavramlar.
Dert sahibi adamların yazdığı kitaplar beni başta zorlasa da tekrar dönüp baktığımda altını çizdiğim cümlelerle olay