Dervişler (ya da şairler), seyirde tensel olanı nefsle, nefsi de tinsel olanla bütünleştirmeye çalışırlar. Ve bu birlik yönelişi, bir berzah işlevi gören, nefs dediğimiz hayâl âleminde gerçekleşir.
Mütercim Asim Efendi`nin kılavuzluğuyla açılırsak, “şi`r, bir nesneyi hoşça fehmedip, zekâ, zihin ve fetanetle zaviye ve inceliklerine varıp iyice idrâk etmek anlamına gelir.
Halkın önüne, ikisi de aynı canhıraş savaş sahnesini betimleyen bir şairi ve bir ressamı çıkaralım bakalım. Acaba insanlar hangisinin önünde ilgi, merak, hayranlık ve tatminle çoğalacaklar?