Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cengiz Erdem

7.1/10
7 Kişi
11
Okunma
0
Beğeni
902
Görüntülenme

Hakkında

Avrupa-Afrika gazetesi ve Afrika Pazar'a ilaveten Türkiye ve İngiltere;deki çeşitli edebiyat dergilerinde de öykü ve denemeleri yayınlanan Cengiz Erdem;in Şubat 2007`de yayınlanan ilk kitabı Beni Bu Dışarıdan Çıkarın adını taşıyor. Söz konusu kitap Cengiz Erdem'in 1997-2007 yılları arasında ruhen tecrübe ettiği acı, keder, elem ve ıstırapların beynine yansımasıyla zuhur eden ölüm dürtüsünü yaşam dürtüsüne çevirmek maksadıyla kaleme aldığı öykülerden oluşuyor.Cengiz Erdem 1978 senesinin soğuk ve yağmurlu bir Kasım ayının birinci gününde, saat sabah altı sularında Lefkoşa;nın Arabahmet mahallesinde doğdu. Erdem ilk ve orta öğrenimini koşuculuk ve uzun atlamacılık yapa yapa ve madalyaları boğazına taka taka Lefkoşa;da tamamladıktan sonra üniversite tahsili için Ankara;ya giderek oradaki Dil veTarih-Coğrafya Fakültesi;nde İngiliz Dili ve Edebiyatı okudu. Ankara;da tarifi imkânsız acılar içerisinde geçirdiği yıllardan sonra ise İngiltere;ye geçerek kendisini Norwich;teki East Anglia Üniversitesi;nde kültür ve iletişim alanında master yapmaya vakfetti. Master tezine bunalımının ve yaşama sevincinin damgasını aynı anda vuran ve/fakat hızını alamayan Cengiz Erdem kemâle ermek maksadıyla aynı üniversitede Kültürel-Eleştirel Teori dalındaki ve yaratıcılıkla yıkıcılık arasındaki ilişkiyi konu alan bir de doktora tezi kaleme aldı. Cengiz Erdem;in yazılarının yaratıcılık sürecinde içe-dönük infılâklardan medet uman garip bir düşünme biçiminin ölümle ilişkisi çevresinde döndüğü söylenir. Kendisi halen Amsterdam'da yaşıyor.
Unvan:
Türk Yazar

Okurlar

11 okur okudu.
9 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yalnız olduğum zaman en azından çevremde bana ölülüğümü hatırlatacak kimse olmadığı için kendimi ölü hissetmiyorum. Canlı da hissetmiyorum pek ama en azından ölülüğümü unutuyor, geçmişteki diri günlerimi yad ediyorum.
Sayfa 84 - Cinius YayınlarıKitabı okudu
Şöyle ki: Ben kendimi bu sefer gerçekten de çok yalnız hissediyordum. Kimsenin beni sevmediğini düşünüyor, toplumu dışlayanın bizzat ben olduğumu bildiğim halde toplumun beni dışladığı hissiyle mücadele ediyordum. Pek mücadele ediyordum da denemez doğrusu, zira aslında ben kendim davet ediyordum bu dışlanmışlığı.
Sayfa 114 - Cinius YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Belli ki ben aslında insan doğasının görsel imge sağlayıcılarının icadından sonra muazzam bir değişime uğradığını, teknolojinin insan için neredeyse bir protez halini aldığını ve teknolojiye eklenti biçiminde sürdürülen yaşamların insanı hareket etmekten men etmek suretiyle bir sonraki aşamada eylem kabiliyetinden tamamıyla mahrum bırakarak bir ölüden farksız kıldığını, kılmakta olduğunu ve kuvvetle muhtemel gelecekte de kılmaya devam edeceğini anlatmaktı.
“Bir insanı tatmin eden şeylerin küçüklüğüne bakarak o insanın kaybının büyüklüğünü anlayabilirsiniz” demişti Hegel.
Sayfa 98 - Cinius YayınlarıKitabı okudu
Akıldan sonra aşka olan inancımı da yitirdim. Sevmek ve sevilmek konusunda uğradığım hayal kırıklıklarıdır elbette beni bu inanç yitimine iten. Sevmekten aciz ve akıldan yoksun varlıkların hüküm sürdüğü gezegenimizin hilkat garibesi mahlûkları arasına yazdıracağım adımı. Mezar taşıma, “Sevgisizlikten ve akıldan yoksun bir varlık muamelesi görmekten öldü” yazsınlar.
Sayfa 85 - Cinius YayınlarıKitabı okudu
Matematiksel adı sonsuzluk olan ölümsüzlük ölümlülüğün bittiği yerde, yani ölünen noktada başlar. Sonsuzluk kavramının başı sonu olmayan bir süreçten ziyade, başı sonu olmayan bir durumu anlattığını akılda tutarsak diyebiliriz ki ölümsüzlük ancak devasa bir çelişkinin dünyamıza yansımasıyla zuhur edebilir. Sonsuzluk veya ölümsüzlük birer süreç olmaktan ziyade birer durumdur, çünkü süreçler başı sonu olan sürerdurumlarken, durumlar durağan ve zaman dışı olgulardır. Zamandan ve uzamdan bağımsız bir varoluşsal durum olan ölümsüzlük, felsefe tarihi boyunca ölümlü insan bilincinin tamamen dışında konumlanmış bir kendinde-şey olarak düşünülmüştür. Oysa biz biliyoruz ki aslında ölümsüzlük insanı çevreleyen değil, bilakis insanın çevrelediği bir boşluktur. Şu anda ölümsüzlüğü düşünmekte olduğumuza ve/fakat bu söylediklerimizin doğruluğunu kanıtlayacak hiçbir dayanağımız olmadığına göre, demek ki ölümsüzlük düşüncemizin kendisini sürdürebilmek için kendi içinde yarattığı bir boşluktur. Boşluklar olmayan varlıkların yokluğunu doldurduğuna göre diyebiliriz ki düşünmek ölüm sürecine ara vermek, yaşamda boşluklar yaratmaktır. Ölümsüzlük teorisi — Gilles Deleuze
Cengiz Erdem
Cengiz Erdem
Tepkisel güçler etkisel güçlerden nefret eder, etkisel güçler ise nefretten nefret eder. Tepkisel güçler nefret üzerine kurulu bir dünya düşlerken, etkisel güçler herhangi bir dünya düşlemek yerine farklı dünyaların dünyamız içerisinde bir arada var olabilmesi ve farklı yaşam biçimlerinin birbirlerini yemek yerine besleyecek şekilde iletişime geçmesini arzular. Bu arzu o kadar güçlüdür ki etkisel güçlerin bazıları içlerinden akan bu enerjiden ötürü zaman zaman zayıf düşer ve hastalanırlar. Ama etkisel güçlerin var oluş amacı zaten bu hastalanmalara, acı, keder, elem ve ıstıraplara karşı direnmek olduğu için bunun pek bir önemi yoktur onların gözünde. Onlar olumsuz şeyleri olumlu şeylere dönüştürmek için yaşar. Her türlü negatif tepkiye karşı direnç, umutsuzluğa, iktidarın merkezileşmesine, ölüme, hastalıklara karşı direnç etkisel güçlerin yaşam biçimidir. Etkisel güçler direnişi bir yaşam biçimi haline getirmiş, çürümeye yüz tutmuş bir dünya düzeninin karşısına yaşama sevincini, ölüme karşı hayatı ve nefrete karşı arzuyu diken, her türlü otoriter ve totaliter dünya görüşüyle son derece hayat dolu biçimlerde dalga geçen, yaşamın oluşum olasılıklarının çoğalımına yönelik eylem söylemlerle yaşamı kısıtlayan ve kısırlaştıran iktidar akışlarının önüne set çeken birer enerji deposudurlar. Etkisel güçler daha güçlü olmalarına rağmen iktidarda olan hep tepkisel güçlerdir. Ölümsüzlük teorisi — Gilles Deleuze
Cengiz Erdem
Cengiz Erdem
Reklam
Yani etkisel güçlerin söyledikleri ötekine verilmiş bir tepki olmaktan ziyade öteki üzerinde yeni bir etki yaratmak maksadını taşır. Tepkisel güçlerinse aslında söyleyecek orijinal bir şeyleri olmadığı için tüm söyledikleri hep ve sadece ötekinin söylediklerine verilmiş tepkilerdir. Yani etkisel güçler içten belirlenen varlıklarken, tepkisel güçler dıştan belirlenen varlıklardır. Tepkisel güçlerin en belirgin özelliği tepkisel olduklarının farkında olmayışlarıdır. Onları zincire vuran da zaten işte bu kendilerine yönelik körlükleridir. Yaptıkları eylemlerin ve sarf ettikleri sözlerin anlamından olduğu kadar etkisinden de uzaktırlar. Kendilerinden kopuk bir yaşamı anlamlı bir bütünlük oluşturuyormuş izlenimi verecek şekilde sürdürmeye çalışırlar. Ne var ki bu çaba sonuçsuz kalmakla kalmaz, aynı zamanda onları kendilerinden iki kat, üç kat daha uzaklaştırır. Ölümsüzlük teorisi — Gilles Deleuze
Cengiz Erdem
Cengiz Erdem

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok