Cevat Rıfat Atilhan

8.8/10
30 People
163
Reads
56
Likes
7.1k
Views

Cevat Rıfat Atilhan Quotes

You can find Cevat Rıfat Atilhan quotes, Cevat Rıfat Atilhan book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Hakim soruyor :
+Berber Solomon! Maktülün kemiklerini ne yaptınız? — Kemikleri havan ile kırdık ve bir torbaya koyduk. + Kafasını ne yaptınız? — Onu da havan ile parçaladık… + İfadenden anlaşılıyor ki Peder TOMA’yı keserken onun kanını son katresine kadar bir kaba topladınız. Öyle mi? — Evet + Mağduru kestiğiniz bıçak nasıldı? — Büyük bir et bıçağı idi.
Cenabı hak, yolunu şaşırmış olan milletleri bu kabustan halas ve bu karanlıktan aydınlığa çıkarsın. Amin!
Reklam
İNÖNÜ’ler TABU olunca bütün hakikî kahramanlar ya sahneden çekilmiş veyahut birer kirli mendil gibi kenara atılmış ve bunların isimleri milletten şiddetle gizlenmiştir.
Sayfa 26 - derin tarihKitabı okudu
ve Cenâb-ı Hakk kitabında şöyle buyurmuştur : «Yeryüzünde ne kadar fesat İhtilâl ve harb ateşi çıkmışsa onu Israil oğulları ateşlemiştir. Biz azîm-üşşan o ateşi söndürürüz. Çünkü Allah müfsitleri sevmez.»
Murad Fathal’a soruldu:
Cinayet mahaline girdiğim vakit orda izak bişuti ve Harunislombuli Peder TOMA’nın hizmetçisi ibrahim’ in ağzından beyaz bir mendille el ve ayaklarını iple bağlanmış olduklarını gördüm. İzak ve Harun uşağın el ve ayaklarını bağladıktan sonra zavallıyı yere yatırdılar ve Mayer Farhi bıçağı gırtlağına dayadı. Başını bir bakır leğen üzerine koymuşlardı. Kan oraya akıyordu. Farhi ve İzak Bişuri ibrahimin ayaklarının üzerine oturmuşlar, herifi kımıldamaz hale getirmişlerdi. Harun İslambuli ile ötekiler kan alma ameliyesine yardımcı idiler.
Reklam
İsmet Bey daha albay iken, Anadolu'ya Millet Meclisi'nin açılmasından çok sonra zorla getirilerek Milli Mücadele'ye katılmış ve birkaç ay sonra da en müşkül anlarda Garp Cephesi Kumandanlığı'nı hakkıyla ifa eden cesaretiyle tanınmış Ali Fuad Paşa'nın ayağını kaydırarak onun yerine geçmişti.
Türk inkılâbını ve kurtuluş savaşlarını biraz kurcalayacak olursak hizmetleri ve kıymetleri kasten küçültülmüş ve meçhul kalmış her boyda ve ölçüde kahramanları keşfedebiliriz.
Ellerine geçirdikleri fırsatla kendilerini bir şâhika-i şan ve şerefte (şan ve şerefin zirvesinde) gören muhterislerin, mutlaka günün birinde hakikî kıymet ve değerleri meydana çıkacaktır. Zira tarih aldanmaz ve aldatılmaz. Bir milletin gözü önünde cereyan hâdiselerin iç yüzü uzun zaman saklanamaz.
Padişahlara hekim, Sadrâzamlara kâhya, evlerimize hizmetçi diye aldığımız yahudiler bir milleti topyekûn İĞNELİ FIÇI’larda yok etmenin imkansızlığını melun siyasî metotlar, entrikalar, dahil şufişler ve ihtilâllerle telâfi ettiler.
Reklam
Tanzimat, bize dayandığımız manevî mesnetlerin çürük olduğu fikrini aşıladı. İş işten geçtikten sonra anlıyoruz ki; Çürük olan şey sadece bazı idare ve iddia adamlarının îmanı imiş...
Altın Standartına Geçse İrredentist İlhaklarını Yapamazdı
Almanya o vakitler mühim miktarda altın ihtiyatlarına sahip olmadığı için, eğer İngiliz teklifini kabul etmiş olsa idi, o zaman uzun vadeli kredilerle, Yahudiler elinde bulunan dünya bankalarından büyük miktarda altın satınalmaya mecbur kalacaktı. Bunun mânası, Almanya'nın kendi arzusu ile ve gönüllü olarak koparmış olduğu altın kelepçeleri tekrar ellerine takmak ve faiz esaretine girmek demekti. O zaman Almanya'nın iktisadî kazancının mühim bir kısmı faiz olarak beynelmilel yüksek Yahudi maliyesinin hazinelerine akacaktı. Bu ise, Alman milletinin yaşama tarzının müthiş bir sukutu olacaktı. Alman devlet adamları bu sahada zengin tecrübelere sahiptiler. Zira Versay muahedesini takip eden seneler kendileri için çok çetin bir ders olmuştu ve bir daha Yahudi yüksek maliyesinin ve haydutlarının ellerine düşmek istemiyordu.
Sayfa 61 - 1. baskı - Ağustos 1995
İsmet İnönü
Birinde cepheyi terkediyor, rakipsiz kahraman oluyor, ötekisinde siyasi hezimete uğruyor, eşsiz lider oluyor. Ne talihsiz bir milletmişiz ya Rabbi!
Millet şuuru kendine hizmet edenleri bilmeli
1938'de Romanya'nın merkezi Bükreş'te sefirimiz Hamdullah Suphi (Tanrıöver) Bey beni birkaç gün misafir etti ve şehri gezdirdi. Bir şey dikkatimi çekti. Bu ne kadar heykel bolluğu ve ne san'atkarane heykeller... Şehri süslüyordu, sordum: "Beyefendi, Romanya ne ka dar çok kahraman yetiştirmiş?" Aldığım cevap son derece dikkate ve ibrete şayandır: "Efendim, vatan hesabına yapılan her türlü hizmetler ve fedakarlıklar böyle heykeller şeklinde ebedileştirilirken genç nesiller bundan cür'et ve kuvvet alsınlar ve memleketlerine yapacakları hizmetlerin unutulmayacağına inansınlar..." Ne veciz, ne manalı bir cevap. Şimdi ben bu kitapta ancak bir iki misali canlandırdım. Türk gençliğine desem ki: Geliniz sizler de birkaç isim ortaya sürünüz, mümkün değil. Çünkü onlara hiç bir şey bildirilmemiştir.
Köpekler... Evet onları insanlar çok defa sadık bir hayvan diye severler. Bir kemik parçası veya bir lokma et için yaltaklanıp ayaklarımıza süründüğü doğrudur. Fakat bir düşmeye görelim. İşte en acı misali. Belki bir saat evvel dipdiri, capcanlı ve neşeli olan şu düşman neferinin etrafını ilk saran bu mahluklar olmuştur.
209 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.