Hıristiyan kıssalarının birinde bir örümceğin, Meryem ile Yu_ suf, Kral Herod'un adamlarından kaçarken, bebek İsa'yı nasıl sak_ ladığı anlatılır: Yusuf, iki yaşından küçük tüm erkek çocukların öl_ dürülmesini emreden Herod'dan kaçarlarken, dağların tepesinde Meryem'in dinlenebileceği bir mağara bulur. Roma ordusu yakınlar_ dadır ve etrafı aramaya başlarlar. Fakat İsa'nın içinde uyuduğu mağaranın girişinde sık bir örümcek ağı görünce, ağın günlerdir bozul_ madan orada bulunduğunu düşünüp geçip giderler.
Kitabı öncelikle çok beğendim. Sevdiğim tarzda tarihi araştırmalara sahip bir kitap. Kitabın içinde çok fazla batıl inançların nerden geldiğine dair bilgiler var. Ülkemizde olan batıl inançlar da vardı ama birçoğu Batı'nın batıl inançları. Genel olarak baktığımızda batıl inançların antik çağdan bu yana kulaktan kulağa ve bi o kadar da kültürümüze nakşedilmiş biçimde intikal ettiğini görmekteyiz. O zamanın insanları yaşadıkları olaylara açıklama getirmek için bu tarz rastlantısal bilgilerini nedensellik bağlamında ele almışlardır. O zamandaki insanlara sorsak gayet bilimsel veriymiş gibi bize batıl inançlarını savunurlar. Onlara göre batıl inanç değildir yani, batıl inanç olduğunu bizler bilimin gelişimi doğasında bunların rasyonelin dışında olduğunu kabul ederek isimlendirmişizdir. Genel olarak orta çağdaki insanlarda bu inanışların yaygın olduğunu görüyoruz. Bunun bir sebebi o dönemin insanlarının tanrıya bakış açısında şekillenmektedir. Ve fazlasıyla tehlikeli bir dünyada yaşadıkları için, ölümlerin, salgınların çokça yaşandığı bir dönem olduğu için insanlar da bunlara sebep olarak daha çok ruh, ölü, şeytan, büyü, cadı gibi kavramlar içinde kendilerine sebep bulmuşlardır.
Kara Kediler ve Kem Gözler: Modası Geçmiş Batıl İnançlar Kitabı, hem geçmişte inanılan batıl inançları hem de hala inanılmakta olanların birçoğunu açıklıyor. Ülkemizde de hala insanların dikkat ettiği şeyler olduğunu görünce şaşırdım. Tahtaya vurmak, esnerken ağzını kapamak, kem göz/ nazar, merdiven altından geçmemek, kapalı alanda şemsiye açmamak, gece baykuş sesi duymanın ölüme yorulması, ayna kırılması, çantaların içini boş bırakmamak, on üç sayısı gibi.
Kitap bu inançların kökenini ve nasıl bir çevrede hangi insanlar arasında ortaya çıktığını çok güzel ve akıcı anlatıyor. İnsanların genç yaşta öldüğü, en fazla 30-35 yaşına kadar yaşayabildiği bir dönemde her şeyden korkmaları ve anlam yüklemeleri de mantıklı oluyor. Nedenini bilmeden hala inanılması ise oldukça garip .
Farklı, eğlenceli, açıklayıcı, güzel bir tarihi araştırma kitabı. Her zamanki konulardan değişik bir konuyu ele alması da dikkat çekici. Tavsiye ederim mutlaka göz atın.
Shakespeare, eseri Othello'da " Kabahat hep Ayın yolunu şaşırmasında " diyordu .
" Her zamankinden daha fazla yaklaşıp dünyaya, aklını başından aldı insanların. "