Christophe Grojean

Christophe GrojeanHiggs Bozonu author
Author
8.2/10
21 People
81
Reads
1
Likes
743
Views

Christophe Grojean Quotes

You can find Christophe Grojean quotes, Christophe Grojean book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Higgs Bozonu
Güneş milyarlarca yıldan beri parlıyorsa bunun nedeni öncelikle nükleer etkileşimler bağlamında -bir nevi akraba olan- W ve Z bozonları, elektromanyetik güçler bağlamındaysa fotonlardır. Bu kütleler olmasaydı Güneş bütün maddesini kısa zamanda yakıp bitirirdi ve hepimiz karanlığa ve dondurucu bir soğuğa gömülürdük. Peki, bu kütleler nereden
Higgs bozonu, üretildikten sonra tek bir şey düşünür: basit parçalara bölünmek. Higgs bozonunu araştırmak bir fil mezarlığındaki kemiklerin arasında bir mamut kaval kemiği bulmak amacıyla yapılan bir arkeolojik kazı gibi bir şeydir. Gerçekten de bir Higgs bozonunun bölünmesiyle ortaya çıkan kalıntıların hiçbir özelliği yoktur ve LHC'de protonların çarpışmalarıyla bol miktarda kalıntı oluşmuştur. Yaklaşık 5 milyarda sadece 1 çarpışmada bir Higgs ortaya çıkar.
Reklam
Casimir etkisi
Kuantum mekaniğiyle özel göreliliği bir araya getirelim: birincisi enerji dalgalanmalarını doğruladığına, ikincisi de enerji ve kütlenin eşdeğer olduğunu gösterdiğine göre kütle dolayısıyla madde dalgalanmaları sonuçlarını çıkarabiliriz bunlardan. Böylelikle boşluk sanal parçacık çiftlerinin sürekli yaratılmasına ve yok olmasına sahne olur... Bu parçacıklar enerji içerdiklerinden daha hareketlidirler. Boşluktaki bu kuantum hareketliliği gözlemlenebilir. Boşluktaki tam iletken iki metali alalım: bunlar arasında onları ayıran mesafenin dördüncü kuvvetiyle ters orantılı bir çekim kuvveti oluşur. Bunlar kuantum mekaniği ve özel göreliliğin birleşmesinden oluşan sanal parçacıklardır ve metal iletkenlere baskı yaparlar, onları yaklaşmaya zorlarlar. Bu gücün yoğunluğunun metrenin on milyarda biri düzeyinde atmosfer basıncına denk olduğu söylenebilir. Buna, bu etkiyi 1940'ların sonunda öngörmüş olan Hollandalı fizikçinin adı verilerek, "Casimir etkisi" denir. Bu sanal parçacıkların varlığı parçacık fiziğini çok zengin ve çok ilginç kılar. Yaklaşık yüz yıl önce on kadar fizikçiydiler... Rutherford, Planck, Einstein, Bohr, Heisenberg, Pauli, Dirac, de Broglie, Schrödinger gibi devler ilk düşüncelerinden çıkmış gözüken bu fikirlere bir anlam kazandırabilmek için kafa patlatıyorlardı. Kendilerini kabul ettirmeye başlayan fiziğin bu yeni kurallarını kimse anlamıyordu. Ve bugün tüm dünya ülkelerinin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla toplamının üçte birinden fazlası onların keşiflerinin meyvesidir
LHC'nin bütün mıknatıslarının üretilmesi için bir buçuk milyar kilometre tel gerekir; Dünya ile Güneş arasındaki mesafenin beş katıdır bu!
Higgs alanını onunla etkileşime girmeden kat edenler sadece fotonlar ile gluonlardır. Higgs alanı fotonlara ve gluonlara karşı saydamdır. Elektromanyetik etkileşimlere ya da güçlü etkileşimlere bağlı simetrileri kırmaz. Niçin sadece zayıf etkileşimlerin simetrileri kırılıyor? Fizikçilerin cevabını bilmedikleri bir sorudur bu. "Niçin" çoğu zaman "nasıl"dan daha zor bir sorudur.
Proton iki yukarı kuarktan oluşur ve bunların her birinde kesirli (+2/3) elektrik yükü bulunur; protonda ayrıca elektrik yükü -1/3 olan bir aşağı kuark vardır. Bu ilişki her koşulda protonun elektrik yükünün kesinlikle elektronunkinin tam karşıtı olan ve dolayısıyla atomların ve maddenin elektrik açısından nötralitesini gösteren +1 oluşunu açıklar. Her nefes alışımızda başımızın üstünde saçlarımızın dikilmemesi bu nötralite sayesindedir; soluduğumuz hava elektrik açısından nötrdür.
Reklam
Simetriler temel parçacıkların esperantosudur. Esperanto: Yapay, evrensel dil.
Genel olarak iki protonun ya da iki parçacığı çarpışmasının bu önemi nereden geliyor? Çok olgun ve güneşe doymuş olsalar bile iki çileğin çarpışmasından niçin elma, armut, renkli naylon ipler çıkmıyor? Çünkü çilekler klasik nesnelerdir ve kuantum nesneleri değildir.
Belki en basit atomun -hidrojen atomunun- bir elektronu olduğunu bildiğimizden mümkün olabilecek tek çözüm maddenin esasen boşluktan oluşmasıdır. Bu boşluk, Newton ve Galile'nin kesinlikle kuşkulanmadıkları bir öykünün temelini oluşturur. Bu öykü, kuantum mekaniğiyle özel göreliligin evliliğinin meyvesidir ve öykünün ilk sayfaları Einstein tarafından 1905 yılında kaleme alınmıştır.
Einstein ışık hızının değişmezliğini birincil bir fizik ilkesi gibi görür ve uzay-zaman bu ilkeye uyum sağlamak zorundadır. Maxwell denklemleri artık bir neden değil sonuçtur.
Reklam
Kuantum mekaniğiyle özel göreliligi bir araya getirelim: birincisi enerji dalgalanmalarını doğruladığına, ikincisi de enerji ve kütlenin eşdeğer olduğunu gösterdiğine göre kütle dolayısıyla madde dalgalanmaları sonuçlarını çıkarabiliriz bunlardan. Böylelikle boşluk, sanal parçacık çiftlerinin sürekli yaratılmasına ve yok olmasına sahne olur. Bu parçacıklar enerji içerdiklerinden daha hareketlidirler. Boşluktaki bu kuantum hareketliliği gözlemlenebilir.
Bu yeni parçacığın deneysel olarak keşfedilmesi bize ne öğretebilir? 1. Bu keşif sayesinde dünyamızda niçin maddenin antimaddeye baskın çıktığını açıklayabiliriz. 2. Evrende galaksilerin hareketlerinin yönlendiren kara maddenin doğasını anlayabiliriz. Kısacası kozmolojinin en büyük iki gizemini çözebiliriz.
Dirac kuantum mekaniğinin yasalarının Einstein'in göreliliğinin yasalarıyla birleştiğinde her madde parçacığının mutlaka bir antiparçacıkla birlikte bulunduğunu anlar. Bu güzel kuramsal keşif birkaç yıl sonra Carl Anderson tarafından deneyle doğrulanacaktır.
LHC 2009'dan 2012'ye kadar toplamda 6.000 trilyon proton çarpışması gerçekleştirir ve bunların yaklaşık 5 milyarı ATLAS ve CMS deneyleriyle saptanıp kaydedilir. Kaydedilen bu deneylerin sadece yaklaşık 400'ü Higgs bozonunun varlığı konusunda işaret vermiştir.
Newton hiç kuşkusuz Galile'nin deneylerinden, Kepler ve Tycho Brahe'nin gezegenlerin yörüngelerini açıklayan yasalarından haberdardı. Ama bunlar çok farklı ve çok belirgin şeylerle ilgiliydi ve elmaları düşüren yercekimi yasasının Ay'da ve Ay'ın ötesinde geçerli olabileceğini kimse hayal edemiyordu. Bununla birlikte evet, gezegenler kesinlikle Güneş'e düşerler. Newton'un bütün dehası, "düşme"nin yani Güneş tarafından yerçekimi kuvvetiyle çekilmenim gezegenler için mutlaka Güneş'in merkezine doğru dik bir yörünge anlamına gelmediğini anlamış olmasıdır. Tersine, yerçekimi mesafenin karesiyle ters orantılıdır ve böylelikle küresel bir simetrisi vardır: bir yönün başka bir yön üstünde hiçbir ayrıcalığı yoktur.
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.