“ Çista sen onu kaç kere gördün ki?”
“Kendime yazdığım mektuplar kadar, onu bekledim günler kadar, onu unutmaya çalıştığım ve bunu başaramadığım günler kadar."
Merhabalar.
Öncelikle İranlı bir yazar, İran yapımı filmleri falan izleyince daha kaliteli bir eser bekliyordum. Aşkı ve hüznü odak noktası haline getiren bir roman olarak son derece basit kalmış gerçekten. Yani fazlasıyla basit bir eser. Biraz daha yetkinlik, derinlik olabilirdi diye düşünüyorum.
Aşkı odak noktası haline getirirken karmaşık İran coğrafyasını da bize göstermiş yazar. Sözüm ona "ahlak bekçiliği " yapan polislerden yola çıkarak nasıl bir sosyal yaşam olduğu ve bu yaşamda kadının nasıl konumlandırıldığını görebiliriz. Zaten aşina olduğumuz bir mevzu bu. Hani bunun anlatımı da çok yüzeysel kalmış bana göre.
Okumasanız da olur. Çerezlik bir kitap.
Aşk romanı... "Aşk böyle bir şey mi ki?" dedirten cinsten. "Aşık olmak"la "takıntı yapmak" arasında sıkışıp kalmış bir yazar ve hayatı... İran edebiyatına başlamak için çok yanlış bir kitap oldu kendi adıma.
Söyleyeceklerim bu kadar!