Claude Addas

9.0/10
19 People
77
Reads
11
Likes
2,531
Views

About

Claude Addas, İslam alimi Michel Chodkeiwicz'in kızıdır. Addas, Arapça ve Farsça diploması aldı. 1989 yılında , İbn Arabi'nin biyografisi olan ve Peter Kingsley tarafından Quest for the Red Sulphur: The Life on Ibn 'Arabi: The Life on Ibn 'Arabi olarak çevrilen ve 1993'te yayınlanan Ibn ʻArabī, ou, La quête du soufre rouge kitabının yazarıdır. William Chittick , Quest for the Red Sulphur'u İbn Arabi'nin hayatının "en iyi ve en kapsamlı şekilde belgelenmiş anlatımı" olarak tanımladı. Gregory Lipton onu "İbn Arabi'nin önde gelen Batılı biyografi yazarı" olarak tanımladı. Aynı zamanda, İngilizce'ye İbn 'Arabi: Dönüşü Olmayan Yolculuk olarak çevrilen I bn Arabî et le voyage sans retour'un da yazarıdır.
Title:
Akademisyen

Readers

11 readers liked.
77 readers read.
11 readers are reading.
70 readers will read.
Reklam

Quotes

See All
İbn Arabi “ Alem hayaldir” dedikten sonra, “Bütün varlık haktır” ya da “Varlıkta hiçbir hayal yok­tur” da demekten kaçınmaz. Fütûhât’ ın pek çok parça­sında âlemin bu iki zıt veçhesine işaret edildiğini görebi­liriz: “ Âlem ne saf varlık ne de saf yokluktur. O tamamen sihirdir. Seni Hak olduğuna inandırır, fakat Hak değil­dir. Seni halk olduğuna inandırır, fakat halk değildir. Bir veçheden kabul ettiğini bir veçheden reddetmektedir.” “Âlemdeki hakikatler hakkında ne onların Hak olduğunu ne de Hak’ tan başka olduklarını söyleyebiliriz.”“Şayet (âlem hakkında) haktır dersen, isabet etmişsindir. Şayet vehimdir dersen, yine isabet etmemiş olmazsın.” “İdrak ettiğimiz her şey Allah’ ın mümkinlerin aynlarındaki vü­ cûdudur. Hüviyet itibarıyla, bu onun vücûdudur. Sûretlerin kesreti itibarıyla, bu mümkinlerin aynlarıdır. (...) Var­lığının birliğine nispetle, (...) bu Hak’ tır, çünkü O Ahad ve Vâhid’dir. Sûretlerinin kesretine nispetle, bu âlemdir.”Bu metinlere bakıldığında, Şeyh-i Ekber’in metafizik öğre­ tisini isimlendirmek için kullanılagelmiş “vahdet-i vücûd” tâbirinin, bu öğretiyi ifade etme yeteneğine sahip olduğu hükmüne varabiliriz.
Varlık” (vücûd) ve “mahiyet” iki ayrı kavramdır: “ At” kavramı atın varlık ya da yokluğunu zorunlu olarak içer­mez. Ancak “varolanlar” (mevcûdat) onların mahiyetine eklenen bir “varlık” sayesinde varoluyor da değildir. Eğer mahiyet varlığı içermeseydi hiçbir şey olamaz, hiçbir şeye eklenemez ya da hiçbir ekleme kabul edemezdi. Eğer ma­hiyet varlığı içeriyorsa, öyleyse varlık ona ayrıca eklenmekte değildir. Ve eğer zihnimizde onu varlıktan ayıracak olur­sak, mahiyet tekrar hiçbir şey haline gelecektir. O halde varlık hiçbir sûrette mahiyetin bir arâzı olarak, hatta me­sela beyazlık ya da kürevîlik gibi muhtemel arazlarından daha farklı bir arâz olarak bile kabul edilemez. Hiçbir şey varlığın öncesinde ya da haricinde olamaz ve vücûd keli­mesi Allah için de, bir ahşap parçası için de aynı mânâda­ dır. Bir şeyi o hangi şeyse işte o şey kılan “mahiyet”, varlı­ğın bir taayyün ya da hatta kendi-kendini-taayyününden ibarettir. Onun tamamen olumsuzlamaya dayalı gerçek­liği, bir sınırlanmışlıktan ibarettir.
Reklam
Söyle bana, ey dost, seni nereye götürmemi istiyorsun? [...] -Resul'ün şehrine gitmeliyim, nurlu makamı ve kibrit-i ahmer'i bulmaya. ibn Arabi, Kitabu'l-İsra
GELENEK YAYINCILIK / lbn 'Arabi ou la quete du soufre rouge - 3.Baskı - Mart 2004
Sultan Selim’in, irfanı hiç de basit olmayan ve üstelik pek çoklarının gözünde mahkum da edilmiş bir şeyhe gösterdiği bu derin hürmetin sebebini sormalıyız. Hiç şüphesiz, Sultan’ın “metafizik”le belli bir seviyenin ötesinde meşgul olabilmesi mümkün değildi. İbn Arabi’ye göstereceği hürmetin siyasî herhangi bir faydası da olamazdı. İbn Arabi’ye atfedilse de gayrimevsukiyeti gayet açık olan bir metinde Osmanlı hanedanının zaferlerinin, bilhassa da Şam fethinin bir kehânet üslubuyla anlatıldığı doğrudur; ama bu metnin Şam’ın fethinden sonra, “post eventum” kaleme alınmış olduğu son derece âşikârdır ve Sultan Selim onu okumuş olamaz, yani İbn Arabi’ye Osmanlı’nın muzafferiyetini haber vermiş biri olduğu için hürmet ediyor da değildir. Ve sebebini buralarda aramanın mânâsız olacağı bu hürmet, sırf şahsî ve istisnaî bir tercih olarak kalmamış, Selim’in halefleri tarafından tevarüs edilmiştir.
Sayfa 8 - nefes

Updates

See All
Henüz kayıt yok

Comments and Reviews

See All
Reklam
375 syf.
·
Not rated
Merhaba kitap dostları ; Okuduğum son kitap Claude Addas hanımefendi nin " Muhyittin İbn Arabi Kibrit'i Ahmer'in peşinde ".Uzun yıllardır tekrar basımını beklediğim bir eser.Sufi kitab 2020 sonu itibariyle bu bekleyisimi sonlandırdı. Onlara müteşekkirim..Claude Addas hanımefendi yi " Ibn Arabi dönüşü olmayan yol " kitabıyla tanımıştım.. orda Seyhül Ekber e Sahilsiz Umman diyordu..Bu eser ise Şeyhül Ekberin biyografisi. Yazar İbn Arabinin kendi eserlerini ve çağının ve sonraki zamanlarda ondan bahseden eserleri titizlikle incelemiş.Yaşam tarihi içerisinde ki izlerini sürmüş.Tabii ki devrin sosyal ,siyasi ,ekonomik, aktüel gündemini de takip etmiş.Ögreniyoruz ki yaşadığı devir olağanüstü bir zaman dilimine ait.Ispanyanın mürsiya kentinde dogan H560 M1160 ve vefati H638 M1238 Sam da 78 yaşında vefat eden garip hal ve söylemleri içinde olan bu yumuşak huylu,naif,şefkatli güzel insanın hikayesi bu kitap. Bitmesini istemediğim iyi ki okudum dediğim ender kitaplardan.son sayfalarına geldikçe , kitabi biraz savsakladım, kitaba karşı heyecanımı kaybettiğimde değil. Çünkü kitabın sonunda İbn Arabi ölüyordu..8 asır önce vefat etmiş olduğunu bildiğim halde 60 yaşından sonra çekildiği Sam da bitmek tükenmek bilmeyen bir azimle 18 yıl boyunca yeni eserler ve bu eserleri son nefesini verene kadar seçkin talebelerine dersler vererek geçiren bu zata muhabbetimi ve saygımı dile getiremem.Allah beni şefaatine nail etsin.Her ne kadar 1 asir sonra eserleri ile tanışan İbn Teymiye onu zındiklikla itham etsene.Tanisaydi ona bu ithamı yapmazdı diye düşünüyorum.
Kibrit-i Ahmer'in Peşinde/ İbn Arabi
Kibrit-i Ahmer'in Peşinde/ İbn ArabiClaude Addas · Gelenek Yayıncılık · 200329 okunma
375 syf.
·
Not rated
·
Read in 33 days
Anısal bir kitaptan ziyade biyografi tarzında bol bol tarihin ve zamanın dönemini anlatan bir kitap olan 'Kibrit-i Ahmer'in Peşinde' , İbn-i Arabi hakkında bir derleme okuyormuşsunuz hissi veriyor. Pek çok kaynağın ortak yazdıkları temel alınarak, farklılıkları da belirtilerek bu daha doğru olabilir şeklinde ifadeler mevcut. Daha önce İbn-i Arabi ile tanışmamışsanız belki bu kitabı tanımak üzere okumamayı tercih edebilirsiniz, tanışmıştım daha iyi tanımak istiyorum diyenlere de tavsiye edilebilir nitelikte. Sonuç olarak ben Şeyh-i Ekber'i bu kitapla tanımış oldum. Bazen okumamda zorlansam da anılar kısmı beni etkiledi. Ölürsem tam ismini diyememekten korkarım diye "la ilahe illallah" zikri yerine "Allah" zikri çeken, eczanede ilaç isteyen kişinin ne istediğini hiç bilmemesine şaşıran eczacıya 'sen seni yaratanı biliyor musun ki ilacı bilmesen ne olur' dendiği için ömrünü onu öğrenmeye adaması vs. çok güzel kıssalar vardı. Kalbinize dokunması O'nu sevenle sevebilen olmanız dileğiyle... İyi okumalar...
Kibrit-i Ahmer'in Peşinde/ İbn Arabi
Kibrit-i Ahmer'in Peşinde/ İbn ArabiClaude Addas · Gelenek Yayıncılık · 200329 okunma
·
Not rated
Eser bir klasik cidden. Ancak İbn Arabiyi okumaya bu kitapla başlamamak lazım diye düşündürdü; daha öz, fikirlerinin daha başrolde kaldığı bir kitaptan sonra okunursa ale'r-ra'si ve-l ayn olacaktır. ...İbn Arabi'nin kadın şeyhlerini ve özellikle Fatma Bint el Musanna ve Fatiha terkibini unutmayacağım...
Kibrit-i Ahmer'in Peşinde/ İbn Arabi
Kibrit-i Ahmer'in Peşinde/ İbn ArabiClaude Addas · Gelenek Yayıncılık · 200329 okunma