Dagmar Geisler (Siegen, 1958) Hessen büyüdü ve Frankfurt Romanfabrik denilen şehir sanatçıların bir komün yaşadı. Orada bir illüstratör ve karikatürist olarak çalışmaya başladı ve oğlu Jonas orada doğdu. Çocukluğundan beri o kendi hikayelerini yazmak istemişti; Ben sadece zaman bulmak zorundaydı. Nihayet uzun yıllar yaşadığı Bavyera, o kendi hikayelerini anlatmaya başladı. O zamana kadar o, o Vakfı Buchkunst özelliğini aldığı için (aynı zamanda Kastilya yayınlanan) serisi Wanda yarattı.
Herkese merhabaa
Haydi gelin bu kez çocuğumuza hayır demeyi öğretelim! Yine çok beğendiğim kitaplardan biri olan “Ben Herkesle Gitmem Ki” kitabı çocukları istismara karşı bilgilendirme ve bilinçlendirmeye yönelik yazılmıştır.
Çocuk tacizlerinin büyük bir çoğunluğu çocuğun yakın çevresi tarafından gerçekleşir diyebiliriz. Bu sebeple çocuğun yanında ebeveyni olmadan kiminle eve veya başka bir yere gidebileceği konusu çok önemlidir. Kitabımızın küçük kahramanı Lu’ da bir gün okuldan çıkar ve o gün biraz beklemesi gerekir. Onu alacak kişiyi beklerken tanımadığı birkaç kişi gelir ve onu eve götürmek istediklerini söylerler ama Lu ailesiyle birlikte hazırladığı liste dışında kimsenin onu eve götüremeyeceği bilir ve hayır der. Çocuklarımızı istismara karşı koruyabilmek için onların susmalarını değil aksine onları cesaretlendirip seslerini gür çıkarabilmeleri için bu kitabı tavsiye ederim.
Kitabın konusu iyidir, aktarmak istediği düşünce de iyidir, ama kitap sonda çok alakasız bitiyor. Veya tercümesini çok kötü çevirmişler. Kitabı keşke kendileri de okusa
Çocuk tacizlerinin genellikle çocuğun yakın çevresi tarafından gerçekleştirildiği bilinir. Üstelik tacizcinin kim olduğu asla tahmin edilemez. Bu nedenle çocuğun yanında ebeveyni olmadan kiminle gidebileceği konusu çok önemlidir. Önceden yapılacak bir bilinçlendirme ile çocuğun hangi durumda kiminle gideceğini öğrenmesi gerekir. Üstelik çocuğun ''güven duygusu'' nu incitmeden ''tanıdık kişiler'' e çocuğun dikkatini çeken, mizah öğesi ihmal edilmemiş okumalar yapılmalıdır.