Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
Damon Galgut Reviews
You can find Damon Galgut reviews, Damon Galgut book reviews, Damon Galgut ratings on 1000Kitap.
Yazarın okuduğum ilk kitabı oldu. Büyük bir beklentiyle başlamadım, muhtemelen öyle olsaydı ilk bölümü okuduktan sonra devam edemezdim. Kitabın yarısına geldiğimde bıraksam mı diye de düşündüm. Çünkü bende hiç okuma isteği ve merak uyandırmadı.
Kitapta tamamen zıt diyebileceğim iki ana karakter var: Frank ve Laurence. Frank gerçekçi, Laurence ise tam bir fikir adamı. İkisinin düşünsel olarak çatışmasını okumak bir noktada keyif veriyordu. Laurence yenilik ve değişim peşinde çabalıyor, Frank ise bunları sonuç vermeyecek çabalar olarak görüyor.
Kitabın büyük bir kısmı okurken bana zevk vermedi. Yine de ileride seveceğim bir yeri olur diye okumaya devam ettim.
Ben sevemedim, birine önereceğim bir kitap değil ama okuyup çok sevecek kişiler de olur elbette. Puanım 5, ne iyi ne kötü.
Deli Dolu Yayınevi’nden çıkan Booker ödüllü “Vaat”, adını sıkça duyduğum bir kitaptı, kitap tanıtım yazısını da okuyunca ilgimi oldukça çekmişti ve temin eder etmez ilk fırsatta okudum.
Kitap Güney Afrika’da bir çiftlik evinde yaşayan Swart ailesinin başından geçen olayları anlatıyor temelde. Evin emekçisi siyahi çalışan Salome’ye vaat edilen oturduğu ev ve toprağı, Swart ailesinin içinde büyük bir çalkantıya ve kopuşlara sebep olmuştur. Ülkeye demokrasi gelmeden ve siyahilere de beyazlarla olduğu kadar eşit haklar verilmeden önce, siyahilerin köleleştirilip ayrıştırıldığı bir dönemde bir siyaha ev ve toprak vermek çok saçma ve çılgınca bir düşünce gibi gelmişti Baba, Büyük oğul Anton ve ortanca kız Astrid’e. Onlara tek katılmayan en küçük çocuk Amor’du sadece. Anne’nin ölmeden önce verdiği bir söz vardı ve bu sözün sonuna kadar arkasında olan da yine sadece Amor’du. Zaten oldukça zayıf olan aile bağlarının aile içindeki bu ihtilafla beraber tamamen kopması ve sonbaharda dökülen yapraklar gibi aile üyelerinden her birinin teker teker ölümüne şahit oluyoruz.
Kurgu, yazım dili, yazarın sohbet eder gibi samimi ve dostane anlatımı, akıcılık bakımından harikulade bir kitaptı. Karakter derinliği de oldukça iyiydi bana göre.
Ayrıca kitabın çevirmeni Hasan Can Utku’yu da tebrik etmek lazım, gerçekten olağanüstü bir iş çıkarmış.
Herkese ama herkese gönülden tavsiye ederim.
Vaat’ ten sonra yazardan okuduğum ikinci kitap oldu Sahtekar. İsmiyle müsemma, aslında yaşadığı hiç bir duyguya uygun davranmayan bizim ortalama - ne çok iyi ne de evil diyebileceğimiz kötülükte- karakterimiz Adam gerçekten küçük bir sahtekar. Ama ortalama her insan kadar. Yansıttığı karakter ve bol soslu Güney Afrika ve eski sömürü geçmişi ve henüz yaraların sarılmamış olması belki de hiç bir zaman tam bir iyileşmenin olamayacağı gerçeği kitaptaki güzel motifler. Şey gibi Adam’ın sürekli söktüğü ama hemen akabinde büyümeye devam eden yabani otlar gibi. Kitabı çok sevemedim çünkü Adam sevilesi bir karakter olmaktan çok uzak çünkü o da hiç kimseyi sevemiyor. Ne kardeşi Gavin’i ne komşusu Blod’u; ne kahramanı olduğu Canning’i ki onu hatırlamıyor bile; ne de Baby’i. Ona birlikte olmayı teklif ederken bile samimi olmadığının farkında. Kitap yine Adam’a yakışır can sıkıcılıkta bitiveriyor. Sevdim mi kitabı pek değil, yazarı başarılı buldum mu evet. Ben de bu çelişkilerle bitiriverdim kitabı belki Canning’den etkilenmişimdir bu çelişkili bakış açımla kim bilir:)
DAMON GALGUT " İYİ DOKTOR "
DAMON GALGUT " İYİ DOKTOR "
Dr. Frank Elaff'un hayatı,apartheid sonrası Güney Afrika 'sinda ,terk edilmiş bir hastane ve durgun bir taşra kasabasına sıkışmış kalmıştır. Taaa ki Dr.Laurence Waters'in gelmesine kadar ve gelmesiyle serüven başlar.
Severek okuduğum bir kitap oldu kendisi ,akıcı ve anlaşılır bir eser.
Bulunduğumuz durum geçici bir ortam olsada o süreç içinde bir şeyler yapma ,bir şeyleri yoluna koyma güzelleştirme çabalarına girilmesi taraftarındayim .Öyle yan gel otur , zamanı gelince çeker giderim durumlar pek hoş değil.
ALINTILAR
• İki insanı bir odaya koyduğunda, siyaset başlar. Bu böyledir.
•İçimde kıpır kıpır bir hosnutsuzluk vardı. Sormamayı öğrendiğim eski sorular yeniden benimleydi.
• " Değişimi insan yaratır "dedi.Kendi yarattıkları şeyleri değiştirebilirler de!
Beraber okuduğumuz "Nisan Ayı " kitabımız
Kitaplarla Kalın ☆
Bir gezgin, ait olmayan bir yere ve insanlara...belki de uzun bir süre aynı yerde kalırsa oraya bağlanmaktan ve insanlarla ,sokaktaki hayvanlarla bağ kurmaktan korktuğu için seyahat etmek kendi kendine geliştirdiği bir reflekstir. Belki de özgürlüğü tanımlama ihtiyacı...sadakat,sorumlu olma, iletişim, iç huzur ..vb dünyayı dolaşarak anlamlandirilacak kavramlar mıdır? Vatan bir yer mıdır, içimiz mıdır?
3 farklı yolculuk ve bu yolculuklarda tanısılan insanları konu alan , anlatımı duru bir roman. Samimi bir dili ve insanı saran bir havası var kitabın.
Bence bu, her ne kadar sürekli ayrılıp uzaklara gittiyse ve izini kaybettirdiyse de, Amor’un hikayesi.. Amor’un ‘onur’ hikayesi.. verilen sözün tutulmayışına tavır koyma ve en sonunda, tüm engeller ortadan kalkınca da, verilmiş olan sözün ‘vaat’in tutulması romanı.
4 bölüm ve herbir bölüm, bir aile bireyinin ölünü ile sonuçlanıyor ve Amor yine gidiyor. Son dönüşü ise, kendisi için muhteşem olacak
Vaat’ parçalı bir yapıya sahip ama bir eleştirmenin belirttiği gibi, romanın gövdesi parçalarının toplamından çok daha büyük. Zira Galgur, beyaz Swart ailesinin çöküşünü apartheid sonrası Güney Afrika’sı için bir alegoriye dönüştürmüş. Salome’ye verilen söz, Güney Afrikalı beyazların Güney Afrikalı siyahlara vaadi olarak yorumlanabilir. Bu vaat yerine getirilmedikçe Güney Afrika’da toplumsal barış sağlanamayacaktır...
Vaat - Damon Galgut
Vaat 2021 Booker ödülü sahibi sürükleyici ve etkileyici bir roman. Booker ödüllü kitaplar beni hiç pişman etmedi. Güney Afrika'da bir çiftlikte yaşayan ailenin yaklaşık 40 yılını okuyorsunuz. 13 yaşındaki Amor la basliyor roman ve ve 40 li yaşlarının sonundaki Amor la bitiyor. Vaat? Vaat; çiftliğin siyah emektarı Salome ye verilen bir söz. Anton, Astrid, Manie, Rachel, Marina, Ockie.... karakterlerin tümü çok başarılı oluşturulmuş. Hayattaki duruşları, etkileşimleri, iç hesaplaşmaları, manevi ihtiyaçları okuyucuyu oldukça besliyor.
1963 Guney Afrika dogumlu Galgut yazarlığı ile ilgili şöyle söylüyor: "Her romanımın bir öncekinden farklı olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor. Her kitabın sesine, dünyaya nasıl konuşmak istediğine karar vermem uzun zaman alıyor bu sebepten. Bu durumda, birçok karaktere ve birden fazla bakış açısına sahip bir konuyla her an farklı bir bakış açısı var eden bir tür edebi kübizm yaratmışım gibi geliyor."
Bence yazarin kurgu ve karakter başarısı bu düşünce tarzından geliyor.
Roman süresince Güney Afrika nin da yakın tarihi hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz ki okumalarimda bunu çok seviyorum.
Velhasıl bambaşka hayatlarla hemhal olduğum bir sayfa daha kapandı. #okuyun #okutun
Yunanistan’dan Afrika topraklarına, İsviçre’den Hindistan’a uzanan bu yol hikâyelerinin ortak noktası, her birinin merkezinde insanlar arasındaki mesafelerin ve bu mesafeleri aşma çabalarının bulunması: Sınırlar geçilip manzaralar değiştikçe, beraber yol alan kişiler de umulmadık biçimlerde birbirlerine yaklaşmaya, birbirleriyle çatışmaya başlıyor, başka insanlara dönüşüyorlar.
-Ne oldu sana?, diye sordu bir daha. -Hayat. Hayat oldu.
Bir aile romanı olan Vaat, Damon Galgut'un okuduğum ilk romanı. 1986 yılında Swart ailesinin annesinin cenazesiyle başlayan kitap her bölümde yapılan zaman sıçramalarıyla 2010'lu yılların sonlarına kadar uzanıyor. Bir ailenin ve ülkenin neredeyse otuz yıllık bir süre içinde yaşadığı çatışmaları ve değişimleri izliyoruz. Roman boyunca arka planda Güney Afrika'da apartheid dönemini ve Nelson Mandela'nın seçilmesiyle başlayan demokratikleşme sürecini takip ediyor ve Swart ailesi üzerinden erkek egemen bir toplumda yetişen kadınlara, bir baba-oğul çatışmasına ve beyaz karakterlerin gözünden ancak parça parça şahit olduğumuz ırkçılığa, eşitsizliğe ve hayatları kendilerine çok geç geri verilen siyahilere karşı tutulamayan vaatlere tanık oluyoruz. Bilinç akışına benzer bir şekilde yazılan romanda karakter perspektifi sürekli değişmesine rağmen kitap akıcı bir şekilde bağlanmış. Özellikle karakterlerin yıllar içinde aldıkları kararlar ve yaşadıkları hayal kırıklıkları çok başarılı bir şekilde aktarılmış. Bir aileyi ve bir ülkeyi bir arada tutan bağlar hakkında bir roman okumak isteyen herkese tavsiye ederim.