David Corfield

İnsan Neden Hasta Olur? yazarı
Yazar
8.0/10
7 Kişi
33
Okunma
1
Beğeni
710
Görüntülenme

David Corfield Sözleri ve Alıntıları

David Corfield sözleri ve alıntılarını, David Corfield kitap alıntılarını, David Corfield en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Stres Tanısı ve Stres Yönetimi...
"Aslında stres tanısı, hastaya ilişkin pek bir şey bulunamadığını söylemenin modern yolu olarak değerlendirilebilir. Stres, özgün bir hikâyenin zenginliğini örtbas eden; öfkeden yasa, hayal kırıklığından depresyona çok geniş bir duygu yelpazesinin yerini alan genel bir kavramdır. Bu kavram, egolarını güvende tutmak isteyen hastalar için de uygundur: "Stres yönetimi" öğrenmek, kişinin özsaygısını, kimi zaman damgalayıcı olan psikoterapi ya da psikanaliz gibi tedaviler görmek kadar zedelemez. Bu, "savaş nevrozu" yerine "çarpışma yorgunluğu' terimini kullanmak gibidir: İkinci ifadenin daha az patolojik bir çağrışımı vardır ve vurguyu psikolojik çatışma düşüncesinden uzaklaştırıp, gündelik uğraşların sebep olduğu bitkinliğe benzer sıradan bir hisse getirir." -Darian Leader, İnsan Neden Hasta Olur?, SaltOkur Yayınları, syf: 57
Yıllarca ameliyat öncesi danışmanlık yapan Lacan, hastanın geçmişine dikkat edilmesi ve hayatındaki sembolik anlara nasıl tepki gösterdiğine ilişkin bilgi edinilmesi gerektiğini söyler. Hastalar yeni bir işe başlamak, terfi etmek, ebeveyn olmak gibi geçiş dönemlerini nasıl deneyimlediklerini anlatmaya teşvik edilmelidir. Hasta muhtemelen, geçirdiği ameliyatı bir düzeyde sembolik bir olay olarak kaydedecektir. Bu nedenle, geçmişte bu tür olaylarla nasıl başa çıktığına ve öz imgesine ilişkin fikir sahibi olmak daha da önemli hale gelir. İdeal olan, ameliyat sonrası bakımın yalnızca ameliyatı başarısız olan vakalarla sınırlı olmamasıdır. Ne kadar başarılı olursa olsun, tedavinin sona erdiği dönem tehlikelidir. Noktalama anları (“Artık iyisin.” “Sonunda ayağa kalktın.”) son derece kırılgan olabilir ve bu dönemde depresyon ya da başka ciddi fiziksel semptomlar başlayabilir. Bunlar yalnızca tedavinin etkililiğinin onaylandığı “gerçek” anlar değil, aynı zamanda bir geçişi ya da değişikliği gösteren sembolik dönüm noktalarıdır.
Reklam
Hayatın kendisi bir stresör değil mi?
"... Hayatın kendisi bir stresör değil mi? Stresörler her zaman öznel bir yön içerir. Olaylar hiçbir zaman bir boşlukta gerçekleşmez, bireyler için anlam yüklü bağlamlarda ortaya çıkarlar." -Darian Leader, İnsan Neden Hasta Olur?, SaltOkur Yayınları, syf: 61-62
Bedensel hastalıklar nadiren yalnızca konuşma terapisiyle tedavi edilebilir.
"İnsanların neden hastalandıklarına ilişkin teori, bir tedavi planı değildir. Psikanalitik yaklaşımların, insanların nasıl hastalandıklarını ayrıntılı olarak anlamamıza yardımcı olduğuna inanıyoruz ama onları iyileştirecek olan psikanaliz değildir. Bilinçdışı zihinsel süreçlerin beden üzerinde güçlü etkileri olabilir, ama bedensel hastalıklar nadiren yalnızca konuşma terapisiyle tedavi edilebilir. Konuşma terapileri daha çok, insanlar arası iletişimin ve hastaların bireysel özelliklerinin tanınmasının önemini takdir eden, duyarlı tıbbi tedavilerle birlikte uygulandığında işe yarayabilir. Psikanalitik teoriler bu bağlamda, analitik olmayan bazı yöntemlerin nasıl çalıştığını göstermek açısından da fayda sağlayacaktır." -Darian Leader, İnsan Neden Hasta Olur?, SaltOkur Yayınları, syf: 14-15
Terapileri ilaç gibi paketleme... Hap ya da Enjeksiyon gibi...
"Son yıllarda, bu terapileri ilaç gibi paketleme eğilimi giderek artıyor. Bazıları hastalığın belirli yönlerini hedeflediklerini iddia ediyorlar. Hap ya da enjeksiyon gibi kullanılmaları bekleniyor ve bu özellikleri hiç kuşkusuz sağlık hizmeti sunanlarca cazip bulunuyor. Ama bu, hastaların terapiye nasıl katıldıkları ve katkıda bulundukları sorusunu bir kenara bırakıyor. Piyasa güçleri terapi alanında ne kadar baskı uygularsa bu tür tedaviler de o kadar çarpıtılır; insan etkileşimlerini alınıp satılacak meta gibi gören piyasanın gereklerine göre, amaçları ve sonuçları yeniden tanımlanır." -Darian Leader, İnsan Neden Hasta Olur?, SaltOkur Yayınları, syf: 17
Bunu başaramadığımız bazı durumlarda hastalanabiliriz.
"Belki de hastalığa zemin hazırlayan şey, yaşanan ağır deneyimlerden çok, bu deneyimleri işleyecek bir zihinsel sistemin olmamasıdır. Bu teori, insanlar kendilerini yeni bir sembolik konumda bulduklarında; örneğin ölüm, doğum, evlilik ya da emeklilik gibi, yaşamlarına köklü değişiklikler getiren bir durumla karşılaştıklarında niçin hastalandıklarını açıklayabilir. Bu tecrübeler, dünyadaki konumumuzu da değiştirir, dolayısıyla kendimizi içinde bulduğumuz yeni düzeni anlamlandırmamızı gerektirir. Bunu başaramadığımız bazı durumlarda hastalanabiliriz." -Darian Leader, İnsan Neden Hasta Olur?, SaltOkur Yayınları, syf: 14
Reklam
Her zaman ne kaybettiğimizi bilmeyebiliriz, genellikle kaybettiğimiz kişinin bizim için ne ifade ettiği de net olmaz. Bir ayrılık ya da ölümü, görünürde hiçbir duygusal tepki vermeden karşılayabiliriz; ama neredeyse hemen ardından yeni tanıdığımız birine, bir arkadaşımıza, sevgilimize ya da meslektaşımıza karşı güçlü bir sevgi ya da nefret duymaya başlayabiliriz. Yeni oluştuğu bariz bu bağlanmalar, kaybettiğimiz kişiye karşı duygularımızın yer değiştirdiğini gösteriyor olabilir; ama biz bu durumun bilincinde değilizdir.
Hastaya dinlendiği ve anlaşıldığı bir alan yaratmak...
"Homeopati ve akupunktur gibi uygulamaların tıbbi yararları üzerine tartışmalar sürse de, bunların ortalama bir genel tıbbi muayeneden daha bütüncül bir yaklaşım benimsedikleri açık. Bu uygulamalar, aslında ana akım tıbbın çoğu uygulamasında yer etmiş, bedeni parçalarına indirgeyen yaklaşımın tersine, hastaya dinlendiğini ve anlaşıldığını hissettiği bir alan yaratırlar. Ana akım tıbbın, bu ayrımın derinleşmesine fırsat tanımadan bazı varsayımlarını gözden geçirmesi ve ilgi alanlarını genişletmesi gerekir." -Darian Leader, İnsan Neden Hasta Olur?, SaltOkur Yayınları, syf: 15
Freud’un iddia ettiği gibi, genellikle kendini suçlamaların biçimi dikkatlice incelendiğinde, bu durum netleşir. “Hiçbir zaman yanımda olmadın,” suçlaması, “Hiçbir zaman yanında olamadım,” şeklinde bir kendini suçlamaya dönüşebilir. Bu süreç muhtemelen her kaybın ardından yaşanan bir tepki olsa da, bazı durumlarda yas tutan kişinin hayatını tümüyle kaplayacak düzeyde abartılabilir.
Küçük çocukların sevdikleri birini kaybettiklerinde başlangıçta çok az tepki verdikleri ama daha sonra bir hayvanları öldüğünde müthiş şiddetli bir yas yaşayabildikleri çok iyi bilinir. Böyle durumlarda genellikle çocukların kaybettikleri kişiyle ilgili duygu ve düşünceleri, kaybettikleri hayvana transfer edilmiştir. Hayvanlar genellikle, bizi insanlara karşı ne hissettiğimizi düşünmekten alıkoyacak bir mesafe oluşturmamıza yardımcı olurlar. Tıpkı, bir hayvana sevgiyle bakan bir çocuğun bu davranışının, ebeveynlerinin kendisine nasıl davranmalarını istediğini ya da bir zamanlar kendisine nasıl davranıldığını göstermesi gibi; hayvana işkence eden bir çocuk da deneyimlediğini hissettiği şeyleri dışa aktarıyor ya da kardeşine veya ebeveynine yapmak istediği şeyleri hayvana yapıyor olabilir. Hayvan deneylerini incelediğimizde, bu deneylerin birçoğunun laboratuvar hayvanlarından çok, deneyleri yapan kişilere ilişkin bilgi verdiğini fark ederiz.
120 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.