Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

David McDowall

David McDowallModern Kürt Tarihi yazarı
Yazar
7.9/10
10 Kişi
34
Okunma
4
Beğeni
1.170
Görüntülenme

David McDowall Gönderileri

David McDowall kitaplarını, David McDowall sözleri ve alıntılarını, David McDowall yazarlarını, David McDowall yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Demokratlar şeyhlerden İslam'da özel mülkiyetin kutsal olduğunu gösteren fetvalar aldılar.
Sayfa 529Kitabı okudu
Sünni Kürtlerin çoğu kendilerini Alevi Kürtlerden çok Sünni Türklere yakın hissediyordu ve bu Türklüğün yerleşmesini güvence altına alan bir faktör oldu.
Sayfa 527Kitabı okudu
Reklam
İnkar günün kuralı olmaya devam ediyordu. 11 Nisan 1946’da Son Posta da yayımlanan bir köşe yazısı resmi görüşü yansıtıyordu: “Türkiye’de ulusal bilince sahip ya da sahip olmayan, ne göçebe ne de yerleşik bir Kürt azınlık asla var olmamıştır.”
Sayfa 525Kitabı okudu
Mart 1924’te bu önlemler doruğa ulaştı. Mahkemelerde yalnızca Türkçenin kullanılması yönündeki ısrar, okullar da dahil olmak üzere Kürtçenin resmi kullanımının yasaklanması, iki yıl önceki özerklik yasa taslağının ‘Kürt dilinin teşvik edilmesine' izin verdiği dikkate alındığında, Kemalist düşüncede radikal bir değişim olduğunu gösteriyordu. Türkiye, bir yıl önce varılan Lozan Anlaşmasının 39. Maddesinde yer alan taahhüdünden vazgeçerek Kürtçenin kullanımını bir kenara atıyordu. Türkçe olmayan tüm ifade biçimlerini silip atmayı öneren ırkçı bir politikanın başlatıldığı artık açıkça görülüyordu.
Sayfa 266Kitabı okudu
İzmit ziyaretinde Kemal’e Kürt sorunu ile ilgili olarak sorulan soru gerçekleşen algılama değişimini göstermektedir. 1922 yazında içişleri bakanı, okulların, yolların inşası, (pek de iyi bir haber olmayan) jandarma karakollarının ve askerlik hizmetlerinin kurulmasıyla Kürtlerin daha üst bir medeniyet seviyesine çıkarılacağını söylemişti. Bu konu daha sonra ayrıntılarıyla ele alınacaktı. O an için örtük ama yalnızca birkaç ay içinde açıkça ortaya çıkan düşünce Kürtlerin iyi Türklere dönüştürülmesiydi.
Sayfa 265Kitabı okudu
Mustafa Kemal hâlâ Kürt bölgesine özel statü tanımayı düşünüyordu ama onların eskisine göre daha az dikkate alıyordu. Bunu en açık biçimiyle 1923 Ocak’ının ortasında İzmit’e yaptığı ziyaret sırasında ifade etmişti: Ulusal sınırlarımız içinde yaşayanlar yalnızca sınırlı bir bölgede çoğunluğu oluşturan Kürtlerdir. Zaman içinde nüfus yoğunluğu kayboldukça Türk unsurlarla birlikte yaşamaya başlamışlardır, öyle ki Kürtler için bir sınır belirlemeye kalkışsak, örneğin Erzurum, Erzincan, Sivas ve Harput bölgelerinde, tabii Konya çölündeki Kürt aşiretlerini de unutmamak gerekir, Türklüğü ve Türkiye’yi sona erdirmemiz gerekir. Bu nedenle Kürtlüğü tecrit etmek yerine anayasamız doğrultusunda bazı yerel özerklikler oluşturulacaktır. Bunun sonucunda hangi eyaletler ağırlıklı olarak Kürtlerden oluşuyorsa, onlar kendilerini özerk bir biçimde yöneteceklerdir. Fakat bundan bağımsız olarak Türkiye halkını birlikte tanımlamamız gerekmektedir. Eğer böyle tanımlamazsak, kendilerine özgü sorunlar yaşayacaklardır... bir başka sınır çizmeye çalışmak [Kürtler ile Türk’ler arasına] doğru olmaz. Yeni bir program yapmamız gerekmektedir.
Sayfa 264Kitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal
Büyük Millet Meclisine: bu sınırlar içinde tek bir ulus olduğunu düşünmeyin. Bu sınırların içinde Türkler, Çerkezler ve çeşitli Müslüman unsurlar bulunmaktadır. Bu çıkarları ve amaçları bütünüyle birleşmiş kardeş ulusların ulusal sınırıdır... bu sınırı belirleyen madde bizim çok büyük bir ilkemizdir: Bu, anayurdun sınırları içinde yaşayan her bir İslami unsurun tüm ırkını, geleneğini ve yaşam alanını tüm dürüstlüğü ile tanıyan ve karşılıklı olarak kabul eden bir ilkedir. Bu geleneğe ait hiçbir ayrıntı ve açıklama olmaması doğaldır, çünkü ayrıntıları anlatma ve açıklamalar yapmanın zamanı değildir. Allah’ın rızasıyla, varlığımızı kurtardıktan sonra bu kardeşler arasında çözülecek ve halledilecektir.
Sayfa 260Kitabı okudu
Mustafa Kemal’in Eylül 1919’daki sözleriyle: Onurlu ve saygılı insanlar varlığını sürdürdükçe, Türkler ve Kürtler halifelik kurumu etrafında kardeşçe yaşamaya devam edecekler ve iç ve dış düşmanlara karşı sarsılmaz bir demir kütle oluşturacaklardır.
Sayfa 259Kitabı okudu
Kendisine saygısı olan her Türk için artık yalnızca tek bir hükümet vardı, o da ister doğu, ister batı isterse güney cephelerinde, sonuna kadar savaşma azminde olan Mustafa Kemal hükümetiydi. Türkler açısından Sevr daha mürekkebi kurumadan hükümsüz kılınmıştı.
Sayfa 197Kitabı okudu
55 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.