Davud El-Kayseri kitaplarını, Davud El-Kayseri sözleri ve alıntılarını, Davud El-Kayseri yazarlarını, Davud El-Kayseri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Varlığı mümkün olan her şey yok olabilir. Ama Mutlak Varlık için herhangi bir yönden asla böyle bir şey söz konusu değildir. Zira Varlık özü gereği (bizatihi) zorunludur.
Yücedir aşk, insanların tutkusundan çok ötede
Uzaktır aynlığın tanımından da, vuslatın tasvirinden de
Değil mi ki bir şey kırar hayalin kolunu kanadını
Ezer her türlü kavrayışı da, temessülü de.
Varlık, âlemi yokluktan varlığa taşıyan akledilir hareketten meydana geldiğinden, namaz bütün hareket çeşitlerini içerir. Hareket çeşitleri ise üçtür: doğrusal hareket, yatay hareket ve baş aşağı hareket. Doğrusal hareket, namaz kılanın ayakta durduğu halidir. Yatay hareket, namaz kılanın rükü halidir. Baş aşağı hareket ise secde halidir. Şu halde insanın hareketi doğrusal, hayvanın hareketi yatay, bitkinin hareketi ise baş aşağıdır. Cansız varlıkların kendilerinden olan hareketi yoktur. Dolayısıyla bir taş hareket ettiğinde, başkası sebebiyle hareket eder.
Eşyanın özlerine ve zatlarına gelince, ilahi Zat'ın özüne döndüklerinden, hiçbiri kötü değildir.
“Allah'ın rahmeti hem kötüde hem de iyidedir.” Yani, Allah'ın rahmeti hem iyide hem de kötüde hâsıldır. O rahmet olmasaydı, o ikisinden hiçbir şey var olmazdı, zira varlık bizzat rahmettir. “Kötü kendinde iyidir, iyi de kendinde kötüdür”, çünkü bir şey ancak kendini ve kendine uygun olanı sever, kendine aykırı olanı değil.
“Dolayısıyla iyi olan her şey bir mizaçta bir yönden kötüdür. Bunun aksi de geçerlidir.” Nitekim bu husus daha önce açıklanmıştı.
“Hz. Peygamber'in güzel kokuyu zikretmesinin ve kadınlardan sonra zikretmesinin gerekçesine gelince, bu kadınlarda yaratılışın kokuları olduğu içindir.” Yani, kadınlarda âlem ehlinin yaratılışının kokuları vardır, çünkü kadının kendisi aracılığıyla çocukların varlığının gerçekleştiği analık rütbesi vardır. Keşf sahibi ise çocukların varlıklarının kokularını kadında koklar ve koklama zevkiyle idrak eder. Bu yüzdendir ki Hz. Peygamber kokuyu kadınlardan sonra getirmiştir ve o koku, en tatlı kokudur.
“Çünkü en güzel koku, sevgilinin sarılmasının kokusudur. Nitekim meşhur deyimde böyle söylenmiştir.” Yani, durum şu ki en güzel koku sevenin sevgilisinin sarılmasından bulduğu kokudur, çünkü seven sevgilisinde kendi özünün ve hakikatinin kokusunu bulur.