İkinci bir yolu var mı şu yalandan da yalan dünyada hak ettiği halde sevemediklerimi sevmenin?
Toprak kokusuyla ciğerlerimi doldururken yine aynı toprağın üzerinde iki rekât şükür namazı kılmanın bir yolu var mıdır?
Kırdığım kalpleri düzeltebilir, üzdüklerimi sevince boğabilir miyim?
Maddi kaygılardan dolayı ihmal ettiğim manevî yaşamımı bu kez samimi yaşayabilir miyim?
Kimsenin hayatı imrenilesi değil. Gıpta ile baktığımız birçok kişinin dünyasında onulmaz yaralar var. Biz sanıyoruz ki dünyanın bütün dertleri etrafımızı sarmış.
Kimse bizim kadar aşık değil. Kimse bizim kadar hasret çekmiyor. Kalbimizi ümitsizlik mahzenine kilitlemişiz. Yalnızlık kaburgalarımızı kıracak kadar sarıyor bizi.
Bu tarafsızlık hastalığını bize iyi bir şey gibi gösterdiler. Yüzyıllardır tarafsız olacağız diye Batı tarafını tuttuk farkında olmadan. Tarafı olan insanın değerleri vardır, inancı vardır, gayesi vardır. Biz müslümanız, Allah'a inanıyoruz, nasıl tarafsız olabiliriz.
Asıl iman gaibe yani bilinmeyenedir. Zira kişi bildiğine inanmaz, onu zaten bilir. Kişi bilmediğine, görmediğine inanır. İmanın değeri de buradan gelir.
Ömür geçiyor. Hemde hızla...
Bunu farketmek için bir küçüklük fotoğraflarınıza birde büyüklerinizin yüzüne bakmanız kâfi. Çünkü insaoğlunun söylemesiyle birlikte unutmasının bir olduğu tek konu "ölüm"...
"Mektup yazmak için adreslere ihtiyaç duymayı bırakalı ne kadar da çok zaman oldu! Kavganın olduğu yerde insanı yüreğinden vuran, ruhunu sızlatan şarkıları bulup söylemek maharet ister" dedi sonra.