Dawna Markova

Dawna MarkovaÇocuklar Nasıl Öğrenir? author
Author
10.0/10
3 People
11
Reads
3
Likes
871
Views

Dawna Markova Posts

You can find Dawna Markova books, Dawna Markova quotes and quotes, Dawna Markova authors, Dawna Markova reviews and reviews on 1000Kitap.
Pek çok aksaklık alışıldık biçimde düşünmenin bir sonucudur. Peki çok yenilik alışılmadık biçimde düşünmenin bir sonucudur.
Günaydın
~~ "Kalbimi salıvermeyi seçiyorum Ki Bir kanat, bir fener, bir umut olsun. Göze almayı seçiyorum Ki Bana tohum olarak gelen Benden sonrakinde çiçek açsın Ve bana çiçek olarak gelen Meyve versin bir sonrakinde....' ~~ 😌📖🍁🍂
Dawna Markova
Dawna Markova
Reklam
Bilmiyorum nasıl göstereceğimi bendeki yanlışlarda, ya da yanlış olduğu söylenilenlerde bulduğum doğruları hissetmenin keyfini.
Hasta, Buddha'nın sakin, huzur verici bir taş heykelinin önünde oturuyordu. Sonra hiçbir uyarı olmadan, arka tarafından fırlatılan bir hançer Buddha'nın kalbinin derinlerine saplandı. Genç adam ihanete uğramış, öfkeli ve çaresiz hissetti ama orada ağlayarak otururken heykel yavaşça büyümeye başladı. Buddha önceki kadar huzur vericiydi ama odayı dolduracak kadar devasa olana dek büyümeye devam etti. Bıçak hâla üzerindeydi ama artık gülümseyen, heybetli Buddha'nın göğsüyle karşılaşınca minicikti. İçimizdeki yetenekler, hangi güçlükle karşılaşırsak karşılaşalım onlardan daha güçlü olabilirler. Hatta bizi katlanmak zorunda olduğumuz şeylerden bile kurtarabilirler.
Sayfa 127
Yönettiği insanlarla bağlantısını kaybeden bir lider, kısa süre sonra onlara liderlik etme yeteneğini de kaybeder. -Robert Ley
Sayfa 91
Yetenek kazancı, kazancın yeteneği çektiğinden daha fazla çeker.
Sayfa 40
Reklam
Buradan çok da uzak olmayan bir adada yerli halk, köylerinin etrafındaki ağaçlarda yaşayan ve onların muntazam bahçelerini mahveden sinir bozucu maymunlara çok kızmış. Köyün yaşlılarından zeki bir adam ufak, bambu bir kafes yapmış, içine bir muz koymuş ve evinin kenarına bunu asmış. O öğleden sonra bir maymun kafese uzanıp muzu kapmış. Muzu kafesin dar parmaklıkları arasından çekmeye çalışırken eli araya sıkışmış. Elini kurtarmak için tek yapması gereken muzu bırakıp küçük elini dışarı çekmekmiş. Ama o akşam yaşlı adam tuzağı kontrol etmeye geldiğinde maymun, özgürlüğünü kaybetmek anlamına gelse de hâlâ muzu tutarak kafesten sarkıyormuş. Pek çoğumuz o maymun gibiyiz. Bize boşuna ümit veren bir şeye tutunuyoruz ve özgür olmak için onu bırakmamız gerektiğini fark ettiğimizde bile tutunmaya devam ediyoruz. Bizi en çok tuzağa düşüren şeylerden biri de kendi alışıldık düşünce örüntülerimiz; kim olduğumuz ve kapasitemiz hakkında kendimize anlattığımız kısıtlayıcı hikâyelerdir.
Sayfa 35
Karmaşıklık, kaos ve çöküş çağında yaşıyoruz. Aramızda geçen her anlamlı sohbet zıt kutuplar arasında bir halat çekme yarışına benziyor. Siyah ya da beyaz. Kırmızı ve mavi. Mor olasılığı hakkında nasıl düşüneceğimizi bilmiyoruz ya da unuttuk.
Sayfa 19
Seslendirmemizi bekleyen yeni bir hikâye var. Bu, insan olasılığının, bir araya geldiğimizde insanlar olarak yapabileceklerimizin hikâyesi. Pek çoğumuz bu hikâyeyi içimizde taşıyoruz ama dile getirmekten korkuyoruz. Kendi kendimize delirdiğimizi söylüyoruz. Ama aslında yeni aklıselimliği, yaşamaya değer bir gelecek yaratabilecek fikirleri ve uygulamaları temsil ediyoruz.
Türümüzün dünyaya verdiği en anlamlı hediye düşünme yetimizdir. Türümüzün dünyaya getirdiği en belirgin tehlike ise farklı düşünenlerle birlikte düşünememizdir.
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.