Eski hep erdemli gelir. Eskinin de eskisi vardır, değişen yoktur oysa. Gün aynı gün, gece aynı gece, insan aynı insan. Ne yaparsak yapalım özlenen hep eskidir. Bir yerlerde yitirdiğimiz masumiyet, çocukluktur.
Bir kentin öyküsü olur mu? Olur. Sokağın, mahallenin, evlerin, insanların öyküsü, anıları da olur. Önemli önemsiz ayrımı yapmadan her anıyı, her öyküyü anlatmak, yazmak gerek, unutulmadan.
"Dünyanın Ortasında" yalnızca bir öykü kitabı değil. Yazar doğduğu kenti, belki de büyüklerinden dinlediklerini dökmüş kağıda, iyiki de yazmış. Okurken bitmesini istemediğim kitaplardan birisi oldu. Zaman zaman hüzünlenip, zaman zaman öfkelensem de beni sarıp sarmaladı, içine aldı bütün öyküler. Öykü severlerin, okumayı sevenlerin okumasını öneririm. Bir gün yeniden okumak üzere kitaplığıma yerleştirdim. Teşekkürler Demet Çizmeli, sağolun, var olun. Dünyanın ortasında olun.