“Bir fotoğraf makinesi kadar hiçbir şey yüzlerindeki o bakışları donduramıyor. Belki yıllardan beri sevinçsiz, sırdaşsız, o tükenmek bilmeyen hüznümün hak edilmiş avuntusu bu. Fotoğraflar sessizce giriverdiler hayatıma.”
Neyi beklediğini bilmeden bekler mi insan? Paslı bir demir, rutubetli duvar ya da yosun tutan bir taş gibi kaderine doğru itirazsız, ağır ağır yol alır mı?