Sanayi Devrimi’ne ve hazır giysilerin ortaya çıkışına kadar, giysiler genellikle kişinin en değerli mallarından sayılırdı. Fakirler yeni giysilere ulaşamazlar; genellikle onlara gelene kadar birçok defa el değiştiren giysileri kullanırlardı. Fakir bir adam en iyi ihtimalle bir takım giysi edinebilirdi. Örneğin, 1780’de Paris ve çevresinde
tutuklanan 278 kişiden yalnızca 28’i birden fazla giysiye sahipti (Roche 1994: 87). İyi bir gardıroba sahip olacak kadar zengin olanlar gardıroplarını, hak eden akrabalara ve hizmetçilere miras bırakabilecekleri değerli mallardan sayarlardı. Giysi, çok pahalı ve değerli olduğu için bir ödeme aracına dönüşmüştü ve hizmet karşılığında yapılan bir ödeme biçimi olarak sık sık altının yerine kullanılırdı (Stallybrass 1993: 37). Dara düşüldüğünde, mücevherler ve diğer ziynet eşyalaıryla birlikte giysiler de rehin verilirdi.
Alt statü grupları üst statü gruplarının giyimlerini benimseyerek statü kazanmaya çalışırlar ve stillerin birbirini izleyen alt statü grupları tarafından benimsenmesiyle bir toplumsal yayılma süreci başlar. Belli bir moda işçi sınıfına ulaşana kadar, popülerleşme sürecindeki çekiciliğini kaybettiği için, üst sınıf yeni bir tarzı benimser. En üst statü grupları yeni modaları benimseyerek kendilerini yeniden astlarından ayırmaya çalışırlar.
Giyim firmaları gençlerin Modaya nasıl tepki verdiklerini ortaya çıkarmak için bazı kişileri görevlendirmektedirler. Bu kişiler keşfe çıkar ve ilkokulların ve liselerin hemen dışında yüzlerce fotoğraf çekerler. Yeni fikirler için sokakları ve kulüpleri tarar ve ergenleri danışman olarak işe alırlar.
Feministlere göre hegemonik kadınlık. kadın görünüşüne getirilen eril standartlara dayanan bir kadınlık anlayışıdır: bu standartlar fiziksel nitelikler ve cinsellik üzerinde durur ve kadınları, kendilerine ve diğer kadınlara erkeklerin baktığı gibi bakmaya teşvik eder.
Butler'ın kuramına göre (1990), cinsiyet bazı giyim tarzlarının ve aksesuvar ve makyaj çeşitlerinin benimsenmesi gibi toplumsal faaliyetler yoluyla kazanılır, benlik doğuştan eril ya da dişil değildir.