"Denizlere sokulmaya çabalayan kıtasal güç ile, onun elinden tüm önemli deniz tezgâhlarını kapmaya ve denizi tekeline almaya çalışan deniz gücü arasındaki çatışma, hemen her zaman (Doğu Sorununun) tüm büyük evrelerinin en karakteristik olgusu olagelmiştir."¹ Zaten tüm Avrasya uygarlıkları tarihinin genel bir karekteristiği olan bu saptamanın, Doğu Akdeniz açısından çok da özel bir değeri yoktur.² Ama ilginç olan, yazarın bundan çıkardığı sonuçtur: "Doğu sorununun kısa bir süre için gerekli koşulu, Birleşik bir Ege Devleti'nin oluşturulmasıydı. Yine geniş bir imparatorluk bunu Arşipel'in iki yakasında da oturttuğunda, Avrupa'nın güneydoğusunu bile içine alabilen bir barış ve dinginlik devri açılabiliyordu."³
¹ Pierre Waltz, La Question d'Orient dans l'Antiquite ("Antik Çağ'da Doğu
Sorunu"), Paris, Payot, 1942, s. 360-61.
² Bkz. L S. Stavrianos, The World to 1500. A Global History ("1500'e dek Dūnya.
Küresel Bir Tarih"). Englewood Clills, Prentice Hall, 1970, 188, sayfadaki harita.
³Waltz, a.g.c.,s. 362-63.