Klasik okumaya nasıl başlayabilirim sorusunun cevabı olabilir belki bu kitap. İlk sayfalarda Rus edebiyatı mı okuyorum şimdi diyecek kadar yalın ve dingin. İlerledikçe Rusya’nın gündelik ve kırsal hayatının etkileyici anlatısı ile sizi içine alıyor.
Yazar, okuyucusunu birbirinden farklı birçok karakter ile tanıştırıyor. Ahlaklı, ahlaksız, iyi huylu, kötü huylu, zayıf, iradeli. Köy yaşamı, fabrika çalışma hayatı, çalışanları... Şimdi ne olacak diye merakla, bazen hüzünle tamamlayacağınız bir kitap.
Kitabın kapağını kapattığımda beni düşündüren şöyle bir şey oldu. Vanya olayları değiştirecek o kararı almasaydı Girişka ve Dunya’nın kaderine üzülerek okuyacaktık. Girişka’nın kararlarını, yaptıklarını çocukluğundan şanssız gelişine bağlayacaktık. Tam da olması gerektiği gibi bir karar alınmışken aslında hiç olması gerektiği gibi sonuçlanmadı. Bazen olana olmayana çok takılmamak gerekiyor.
#kitaptanalıntı Hayır Gleb Saviniç, para istemem. Çok paranın olduğu yerde çok günah olur. Bizde olan bize yetiyor. Para kaygı getirir ve onunla mutlu olamayız. Sana şu sözü hatırlatayım: Mutlu adam odur ki; pazar günü böreğini afiyetle yesin.
@vakifbankkulturyayinlari baskı kalitesinden bahsetmeden bitirmek mümkün değil. Artık bir sayfadan diğer sayfa okunan baskıları görmeye başlayınca, özeni ve kalitesi dikkatten kaçmayacak kadar güzeldi.