Fikir hayatımızı ele alan çalışmalarda 1950’li yıllar neredeyse bir durgunluk dönemi olarak yansıtılır. Farklı tutumların sahibi bir takım gazeteler hep vardır ama1940’larda, İstanbul’da Hilmi Ziya Ülken’in Sosyoloji dergisiyle, Ankara’da Behice Boran, Niyazi Berkes ve DTCF çevresinin Yurt ve Dünya dergisiyle estirmeye başladığı hava süreklilik
" Biz mimarlar binaları güzel - çirkin diye ayırmayız. Bunlar çok öznel yaklaşımlardır. Mimari değeri olan ya da olmayan yapılar vardır. Bu husus görgüyle değil, bilgiyle, mimarlık bilgisiyle belirlenir."
Şehrin nüfusu kısa sürede denetimsiz, aşırı şekilde arttıkça kent çapında kültürel yozlaşma oldu. Kısacası, kentleşme oldu ama kentlileşme aynı hızla olamadı.
Kitap, Türkiye mimarlığının 3 önemli ismi ile yapılmış güzel bir söyleşi ve gerçekten çok akıcı. Doğan Kuban, Hasol ve Tekeli ile Türkiye'nin mimarlık ile alakalı sorunları, mimarlığın Türkiye'de nasıl bir boyuta doğru evrildiği, plansız ve kimliksiz kentleşmelerle Türkiye'nin nasıl baş edebileceği, İstanbul 'kaosu', mega projeler ve bunun gibi bir çok sorun ele alınıp konuşulmuş. Mimarlık okuyan ya da merakı olan arkadaşlara öneririm.
Mimar Doğanlar...Doğan Kuban · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202119 okunma