Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ebül-Münteha Manisavi

Ebül-Münteha ManisaviEl-Fıkhu’l Ekber yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
17
Okunma
0
Beğeni
157
Görüntülenme

Hakkında

Okurlar

17 okur okudu.
3 okur okuyor.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ömer b. el-Hattab el-Fâruk
İbn Abbas (Radiyallahu anhümâ)dan rivayet etmiştir: Bir münafıkla bir Yahudi anlaşmazlığa düşerler. Yahudi, münafığa Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gitmeyi teklif etti. Münafık da yahudiye Ka' b Bin el-Eşref'e gitmeyi teklif etti. Daha sonra hakemlik yapması için Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gittiler ve Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yahudiyi haklı gördü. Münafık bu hükme razı olmadı ve şöyle dedi: - "Ömer' i hakem yapalım." Akabinde yahudi, Hazreti Ömer'e şöyle dedi: - "Peygamber Efendimiz lehime hükmetti Fakat bu razı olmadı ve sana gelmemizi istedi." Bunun üzerine Ömer (Radiyallahu anh) münafığa şöyle dedi: - "Böyle mi oldu?" Münafık: - "Evet!" deyince Ömer (Radiyallahu anh): - "Burada bekleyin, yanınıza geleceğim." İçeri girdi, kılıcını aldı, dışarı çıkıp münafığın boynunu vurup onu öldürdü ve şöyle dedi: -"Allah ve Resulü'nün hükmüne razı olmayana ben böyle hükmederim." Cebrail (Aleyhisselam): " Ömer, hakla bâtılın arasına ayırdı. Böylece Fârûk, diye isimlendirildi."
Allah'ın iradesi (hayrı ve şerri dilemesi)
"İlim ve irade sıfatlarının ezelde taalluk etmeleri âsi kişinin isyanından dolayı sorumlu tutulmayacağı anlamına gelmez. Zirâ Allah Teâlâ'nın âsinin isyanını irade etmesi ve yaratması, yani o isyanı belli bir zamana ve mekâna ait kılması, o isyana râzı olduğundan değil, ezelde kulun kendi iradesiyle o isyanı yapacağını bilmesinden ve o ilme muvafık olarak yine ezelde o kul için o isyanı irade etmesinden dolayıdır... İrade sıfatının taallukları, ilim sıfatına muvafık olur."
Reklam
Kader ve kazâ nedir?
"Kader: Allah Teâlâ'nın iradesininin, eşyayı, Allah Teâlâ' nın ilminde geçtiği şekliyle olacağı vakte tahsis etmesidir. Buna göre her bir şeyin tüm özelliklerinin belli bir zamana ve sebebe bağlanması kaderdir. Var olacak tüm mümkünlerin ilimde geçtiği gibi yokluktan varlığa çıkması kazâdır... Kader, Allah Teâlâ' nın ilmidir. Allah Teâlâ, ilmiyle her şeyi daha olmadan ezelde bilmiştir. Kazâ ve kaderin kişiden iradeyi kaldırmadığının en önemli delili Allah Teâlâ' nın ilim sıfatında tesir özelliğinin olmamasıdır. Zirâ ilmin özelliği keşif, yani olacakları ihatadır. Bir şeyin olacağını bilmek onun olmasına tesir etmek değildir. Bu da kuldan iradenin kalkmadığını, dolayısıyla da fiillerinde mecbur olmadığını gösterir... Zirâ kişinin fiili kaderde geçtiği için olmadı, olacağı için kaderde geçti. Bu yüzden şöyle denilmiştir: İlim, mâluma tâbidir."
Onun bunun değil, Allah'ın
"...Ancak heva ve nefisleri sebebiyle kabul edilmesi gereken bazı şeyleri kabule yanaşmadıklarından maalesef din dairesinden çıkmaktadırlar. Günümüzde bu türden olan şeylerden belki de en yaygını şeriatın inkarıdır. Şeriat, Allah Teâlâ'nın hükümleridir. Naslar şeriatı oluşturan asılları beyan etmektedir. Alimler bu asırlardan yola çıkarak birçok hükümleri tespit ederler..."
İnsanın İstemesi ve Allah'ın Tevfiki
"Kafir olan; kendi ihtiyari fiili ve Hakkı inkâr edip reddetmesi ve de Allah Teâlâ'nın yardımının kesilmesi ile küfre düşer... İman eden; kendi ihtiyari fiili ve dil ile ikrarı, kalp ile tasdiki ve Allah Teâlâ'nın tevfîki ve de yardımıyla iman etmiştir. Tevfik:kulun iradesi ve Allah Teala'nın kaza ve kaderini bir araya gelmesi ve birleşmesidir."
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok