Söz konusu değil seni unutmak! Hem de ben bunu hiç istemezken...
Sen benim hatalarım, günahlarım, sen benim masalım, mektuplarım, sen benim Galata'm, martılarım...
Sen benim İstanbul'umsun. Sen yüzü İstanbul olan sevgilimsin benim.
Ardında kalmaya alışmış olsam da bu kez gerçekten ardında, çok gerinde kaldığımı bilmenin kahrı içimde. Beni hiç hatırlamadan dolaştığın sokaklara küskünüm. İnsan en çok unutulunca kahroluyormuş bilir misin? İçin en çok özlediğin ve hiç özlenmediğini bildiğin zamanlarda acıyormuş. Ayrılık ancak böyle zamanlarda gerçekten anlam kazanıyormuş anladım. Ardında, çok uzak bir yerlerden hâlâ selamlar gönderiyorum sana. Kaç gün, kaç ay, kaç yıl daha?
Bir bakıyorum İstanbul sen oluyorsun. O masallar şehrinde gördüğüm en güzel şey oluyorsun. Tüm bu şehri bu kadar güzel yapan sen misin, yoksa seni mi güzel yapıyor İstanbul? Ayırt edemiyorum. Sırf sen o gök kubbe altındasın diye mi İstanbul'un gecelerinde daha parlak yıldızlar, yoksa ben yıldızların ışıltısına mı kapılıyorum? Onu da bilemiyorum.