Edith Piaf

Edith PiafHayatım author
Author
8.4/10
18 People
60
Reads
15
Likes
3,135
Views

About

Édith Piaf yaşadığı zamanın Fransa'sında en sevilen sanatçılardan biriydi. Annesi Annetta Giovanna Maillard, yarı İtalyan, yarı Fas asıllı bir göçmen ailesinden geliyordu. Babası Louis-Alphonse Gassion (1881–1944) ise sokaklarda gösteri yapan bir cambazdı. Annesi sokakta şarkı söyleyerek yaşamaya çalışmaktaydı, daha sonra babası tarafından bir geneleve kısa süreliğine bakılması için gönderildi. Küçük yaşta, gözleri mikrop kapmış ve kör olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Bu hastalığını yaşarken, bir genelevde oranın patronu ve kadınlarıyla birlikte yaşıyordu. Aradan aylar geçtikten sonra, tedavi sonucu gözleri düzelmiştir. Babası, küçük Édith'i genelevden almıştır ve mesleği olan sokak akrobatlığı insanlara yetmeyince, kızını sokakta insanlara karşı akrobatlık veya numara yapması için zorlamıştır. Bunun üzerine Édith, en iyi bildiği şarkıyı yâni Fransa millî marşı La Marseillaise'i söylemiştir. 14 yaşındayken babasının yanında sokaklarda şarkı söylemeye başladı. Kısa bir süre sonra da babasından ayrı şekilde kenar mahallelerde şarkı söylemeye başladı. 17 yaşındayken ilk ve tek çocuğunu doğurdu. Marcelle adını verdikleri bu talihsiz kız çocuğu 2 yaşında menenjitten öldü. Gençliğinde, babasının başka bir kadından olan kardeşi Simone ya da Édith'in seslendiği gibi Momone ile birlikte Paris sokaklarında şarkılar söyler ve hayatını kazanmaya çalışır. Kendisini keşfeden Louis Leplée öldürüldükten sonra, derin ve şüpheli sorgulamalara tâbî tutulur. O dönem Piaf için oldukça zorlu geçer, tüm popülaritesi yok olmuş, halkın nefretini kazanmış bir şekilde kabarelerde şarkı söylemiştir. Yeni meşhur olduğu dönemde tanıştığı Raymond Asso'yu araması sonucunda Küçük Piaf' olarak bilinirken, profesyonel müzik hayatına dönmüş, eğitim almış ve eski ününe Edith Piaf olarak kavuşmuştur. Alkolü aşırı derece kullanmaktaydı. Fransız ortasiklet boks şampiyonu, evli ve üç çocuk babası Marcel Cerdan ile tanıştı ve ikisi de birbirlerine deli gibi âşık oldular. Hayatında en çok sevdiği erkek orta siklet dünya şampiyonu boksör Marcel Cerdan’dı. Cerdan başkasıyla evliydi, Fransa’da zaten tanınan bir insandı. Marcel Cerdan, Fransa'dadır ve Édith Piaf’la buluşmak üzere Ekim 1949’da Paris'ten New York'a uçarken uçağı düştü. Bu kazadan kurtulan olmadığı bilinmektedir. Piaf'ın hayatı hayatının erkeği olarak tanımladığı Marcel Cerdan öldükten sonra tamamen değişir, ağrı kesici, alkol ve morfine bağımlı hale gelir. Sonrasında yağmurlu bir günde geçirdiği trafik kazası sebebiyle hayatı boyunca omuriliği iyileşmemiş, yarı kambur bir şekilde yürümek zorunda kalmıştır. Fransız rivierasındaki Plascassier’de 10 Ekim 1963’te karaciğer kanserinden ölür. Eşi Theo Sarapo’nun aynı gece cenazesini gizlice Paris’e getirdiği, böylece hayranlarının “Édith Piaf’ın kendi evinde öldüğünü” düşüneceğini umduğu söylenir. 11 Ekim günü Édith Piaf’ın öldüğü açıklandıktan kısa bir süre sonra (aynı gün içinde) çok sevgili dostu Jean Cocteau da hayata veda etti. Cocteau’nun Piaf’ın acısına dayanamadığı için kalp krizi geçirdiği söylenir. Katolik kilisesi Paris Başpiskoposu –sürdüğü hayat nedeniyle- Édith Piaf’ın cenaze törenini yapmayı reddetti. Tabutu Père-Lachaise mezarlığına götürülürken on binlerce hayranı korteje katıldı. Mezarlıktaki törende hazır bulunanların sayısı ise 100.000’i geçti. Ünlü şarkıcı Charles Aznavour, Édith Piaf’ın cenaze törenini anlatırken “İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinden beri bütün Paris’in trafiğini tamamen kilitleyen başka bir olay yoktur.” sözleriyle durumu açıkladı. Ölümden korkmamaktadır yalnızlıktan korktuğu kadar ve son röportajında şöyle der: - Bir kadına öğüt verecek olsaydınız, bu ne olurdu? - Sev. - Bir genç kıza? - Sev. - Peki bir çocuğa? - Sev.
Title:
Fransız Şarkıcı, Yazar
Birth:
Belleville, Paris, Fransa, 19 December 1915
Death:
Alpes-Maritimes, Fransa, 10 October 1963

Readers

15 readers liked.
60 readers read.
33 readers will read.
Reklam

Quotes

See All
"İnsan ne kadar zor duruma düşerse düşsün, umudunu yitirmemelidir."
"Hiçbir zaman enkaz haline gelmiş insanlara gülmem. Çünkü onların cehennemini iyi bilirim."
Reklam
"Kitap okumaya başladığı zaman dünyayla olan ilişkisi kesiliyordu."
Kitap okumaya başladığı zaman dünyayla olan ilişkisi kesiliyordu.
Sayfa 48
"İnsan ne kadar düşerse düşsün, umudunu yitirmemelidir."
Sayfa 51 - Arıon, 2.BaskıKitabı okudu

Updates

See All
“Hiç bir şeyden pişman değilim ; Ödendi . Süpürüldü . Unutuldu . “
Edith Piaf
Edith Piaf
"Ben hep her şeyi sonuna dek, sevgiyle yaşamayı seçtim. Ölüm benim için ürkütücü bir şey değil. Ben ancak şarkı söyleyemediğim zaman ölürüm."
Edith Piaf
Edith Piaf
Reklam
Mutluluğun hakkını göz yaşlarıyla vermek gerekir.
Edith Piaf
Edith Piaf

Comments and Reviews

See All
157 syf.
7/10 puan verdi
Yaşadığı, yaşattığı, hissettiği, hissettirdiklerini yanlışı ve doğrusuyla hicbir şey gizlemeden çok net bir şekilde kaleme almış. İç dünyasını sayfalara yansıtmış. Ama çocukluğunda yaşadıklarının acısını bu kadar kendini mahvedecek şekilde izin vermesi... Aşkta ve dostluklarda hep hayal kırıklığına uğramış, alkol ile kendini yok etmeyi tercih etmiş. Tam bir günah çıkartma olmuş. Geriye dönme ve bir şeyleri değiştirme şansı olsaydı, bence yaptıklarının hiçbirini yapmazdı. Kalemini, samimiyetini ve açık oluşunu sevdim
Hayatım
HayatımEdith Piaf · Arion Basım Yayın · 199760 okunma
157 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Kitap Edith Piaf'ın kendi kaleminden yazılmış ve 157 sayfa boyunca tek düşündüğüm şey: '' Ne kadar gerçek ve samimi'' yazılmış düşüncesiydi. Hiç evelemeden, gevelemeden kadın çok samimi bir portre çizmiş. Giriş cümlelerinden anlıyorsunuz ki, kadın ölmeden önce resmen günah çıkarmak istemiş. Evet, aşk hayatı ön planda olabilir; ama Editf Piaf zaten aşk kadınıydı. Bunu kendisi zaten defalarca söylemiştir. Dolayısıyla beni çok etkiledi, çünkü ''günahıyla sevabıyla'' çok samimi buldum. Daha detaylı hayat hikayesini okumak isteyenler Simone Berteaut'un ''Kaldırım Serçesi'' kitabını okuyabilir.
Hayatım
HayatımEdith Piaf · Arion Basım Yayın · 199760 okunma
157 syf.
9/10 puan verdi
Aşk "Kaldırım Serçesi'nden " hep kaçmış. Yani anlattıklarına göre, sevdiği kişiyi, ne kadar cömert davransa da hiç bir zaman uzun süre kollarının arasında tutamamış. Her defasında, tam hayatının adamını bulduğunu sandığında, her şey mahvolmuş ve O gene şarkılarıyla yalnız kalmış. Ne kadar insanlardan kötülük görse de o hep , insanlara iyi davranmaya çalışmış. Bunu da şöyle açıklıyor kitapta: Edith çok genç yaşta anne olmuş ve bir gece küçük çocuğunu hastalık yüzünden kaybetmiş. Yavrusunun cenaze masraflarını o gece toparlamak için her şeyi yapmış. Ama yine de eksik kalmış bir kısmı. O kısmı tamamlamak için de en nefret ettiği şeyi yapmaya bile razı olmak zorunda kalmış! Bir adamla bir gece geçirmeye... Fakat olmamış, yapamış ve yatağın üzerinde ağlamış... O adam da Edith'e acımış ve hikayesini anlatmasını istemiş. Ve hikayesini dinleyince ona cenaze için eksik kalan miktarı vermiş ve onu hemen yollamış evine, ölmüş yavrusunun yanına. Edith, işte o günden beri, o adamın iyi davranışı hatrına, tanıdığı tüm insanlara özellikle “düşmüş” olanlara hep cömertçe davranmış.
Hayatım
HayatımEdith Piaf · Arion Basım Yayın · 199760 okunma