uygun fiyatlı tarih kitaplarına tükenmeden ulaşmak isteyenlere ithaf olunur 2
sayın 1k uygulama kullanıcıları tarih alanında okuma yapmayı seviyorsanız, türk tarih kurumunun e mağazasında önceden de dediğim gibi hâlâ çok uygun fiyatlara (bence) güzel kitaplar var. mesela geçen hafta;
Malum ola ki alimler öğrencilerin tabiatlarına melal gelmeyip daima ilme teşvik etmek için Salı ve Cuma günlerini tatil etmişlerdir. Bu iki günde öğrenciler bazı malzemelerini hazırlarlar, yaz günü ise mesire yerlerine gezmeğe giderler. Orada da yine pek boş durmayıp hisab, hendese ilmi, usturlab, ruh', misaha, Hind, Kıbt ve Zene hisabı, parmak hisabı, ağırlıkları kaldırma ilmi (=mekanik) ve bunlar gibi müstakillen derse ihtiyaç duyulmayan ilimleri müzakere ederler. Kış günü ise, geceleri sohbet edip, muamma, bilmece, muhadarat, tarih, şiir, aruz ve divan müzakere ederler. Bazıları garib ilimlerle de uğraşır. Ama meşgul edici olduğundan hocalar izin vermezler."
Her talebenin haftada beş dersi vardır ve her ders, talebenin sınıfa gelmeden önce çalışması gereken belli satırlardan oluşmaktadır. Talebe dersten bir gün önce ve bir gün sonra sekiz ila dokuz saati ders çalışmaya harcar, her talebe sırayla hocaya metinden bölümler okur ve müderris izahını verdikten sonra her talebe mevzu hakkındaki fikrini beyan eder, sonunda hep birlikte konuyu mütalaa ve münakaşa ederler. Dersi tüm ayrıntılarıyla tahlil edip araştırdıktan sonra talebeler odalarına döner, ertesi gün müderrisin huzuruna gelene kadar çalışmaya devam ederler.
Şimdiye kadar alanında hazırlanmış en iyi eser olduğunu düşünüyorum. Gerek muhtevası gerekse tasarımıyla farklılığını her şekilde ortaya koymakta. Bu tür eserler eğitim tarihimizin bilinmeyen yönlerini ortaya koymak açısından büyük önem taşıyor. Darülfünun kitabının hak ettiği ilgiyi göreceğini ümit ediyorum.
Ekmeleddin İhsanoğlu hoca, bu eserinde medreselerin tarihi kökenine inerek, Beytül Hikme ve Darül Hikme gibi ilk ilim kurumlarını ele alıyor. Bu eğitim kurumlarında işlenen dersler üzerine bazı fikirleri ileri sürdükten sonra, medreselerin tarihi süreç içerisindeki tekamülü değerlendiriliyor.
Yine bu anlamda İlhanlı, Timurlu, ve Selçuklu gibi Türk - Moğol kökenli devletlerin bünyelerinde barındırdıkları ilim kurumları analiz ediliyor. Kitabın asıl kısmı ise Osmanlı medreseleri üzerine. Tarihi kökenlerine değinilen medrese kurumlarının Osmanlı'daki işlevleri ve bunların zaman içerisindeki değişimine değinen hoca, konuyu Devlet-i Aliyye'nin son devirlerine kadar getiriyor. Artık Batı'lı fikirlerin Türkiye topraklarına girişiyle beraber medrese kurumu da önemini kaybedip yerini Darülfünun adı verilen modern eğitim kurumlarına bırakıyor.
Özetle, medreseler ve medreselerin altyapısını oluşturan diğer eğitim kurumları hakkında önemli bilgiler muhteva eden bu eseri, konu ile ilgili olan herkese tavsiye ederim.