Osmanlı topraklarına sürüldüklerinde yanlarında 1 50.000
Beyaz Köle getirdikleri65 ifade edilen Çerkes feodallerin
1864'ten l 940'lara gelene kadar bu köleleri etnik olarak Çerkes olmayanlarından başlayarak büyük oranda satarak, onların
Türkleşmesine sebep oldukları düşünülmektedir. Çerkes köy-
lerinin yoğun olarak iskan edilmediği Malatya, Trabzon, Diyarbakır, Antep, Nevşehir ve Kahire gibi şehirlerde karşılaşabileceğimiz Beyaz Köle torunları bu satışlar sebebiyle geniş bir coğ-
rafyaya dağılmışlardır. "Annemi bizimkilere satmışlar !", "Çerkesçe konuştuğunu hatırlamıyorum !", "Akrabaları hiç gelip
gitmezdi!", "Sadece Çerkes olduğunu söylerdi!" gibi ifadeler Beyaz Kölelerin ardında bıraktıkları işaretler olarak çocukları ve torunları tarafından dile getirirlerdi
Soykırımdan arta kalanların yaşadığı bu ikinci felakette sahipsiz kalan Çerkes muhacirlerden bir bölümünün köle olarak satılmaya direnmediği tahmin edilmektedir.
Noterliğe soyunan köle tüccarları satmaya çalıştıkları farklı milletlerden edinilmiş kölelerin etnik olarak Çerkes olduğunu tasdik edercesine evrak düzenleyerek onlan yüksek fiyatlara satma yoluna giriyorlardı. Etnik olarak Çerkes olmayan bir kölenin sahibinin boy ve sülale ismi ile kaydedilmesiyle köle de "Çerkesleşmiş !" oluyordu. Bununla birlikte, kölelerin eski sahipleri olan beylerinin sülale isimleri ile kaydettirilmesi ileride bu sülaleye mensup hürlerin köleleştirildiği gibi bir yanlış algılamaya da sebep olacaktı, oysa bu köle o sülaleye mensup olmadığı gibi büyük ihtimalle Çerkes bile değildi.
Sayfa 64 - Bu bana benim babaannem de Çerkes gibi ifade edenleri hatırlattı.
Tanzimat dönemi yazarlarından Ahmet Mithat ve Sami Paşazade Sezai'nin anneleri de cariye olarak adlandırılan Beyaz Kölelerdendi. Tiyatrolarında cariyelere ve köleliğe yer veren Abdülhak Hamid'in annesi Münteha Hanım da Çerkesya'dan kaçırılan bir köleydi.Bununla birlikte, Münteha Hanım'ın hür doğmuş ama kaçırılmak suretiyle köleleştirilmiş bir Çerkes mi, yoksa Kafkasya'dan kaçırılıp Çerkes etiketiyle satılmış bir Beyaz Köle mi olduğu konusu belli değildir. O dönem kölelerin hür doğmuş ve zorla köleleştirilmiş olduğu iddiasıyla resmi makamlara başvurması da oldukça yaygındı.
Sayfa 57 - Sami Paşanın Serguzeşt ve Ahmet Mithat Kafkas Eserleri okunursa daha iyi anlaşılır.
Çerkeslerin toplumsal hayatına yüzyıllardır yön veren yazılı olmayan davranış kuralları bütününe Khabze (Xabze) adı veri-
lir. Khabze, Çerkes toplumunun gündelik yaşamındaki davra-
nışlarının yanı sıra, askerlik işlerini, mahkemelerini, kan davalarını, toplumsal sınıflar arasındaki etkileşimi, sınıflar arası evliliği ve kadın-erkek ilişkilerini de düzenlerdi. Khabze'ye göre, hafif suç işleyenlere toplumdan dışlanma cezası verilirken, zina/tecavüz gibi ağır suçlar için köleleştirilme ve Çerkesya dışına sürgün edilme cezaları uygulanırdı.