Kleopatra'nın dokuz yaşındaki kızkardeşi Arsinoe ve başka anneden olma ablası Berenike'nin etrafında şekillenen bir Mısır Hanedanlığı kurgusu.
Berenike bir darbe ile tahtı ele geçirmiştir. Şimdi onu elinde tutma çabası içerisindedir.
Arsinoe, babası ve ablası Kleopatra tarafından terkedilmiş ve sarayda yalnız bırakılmıştır.
Bakalım entrikalarla dolu bu mücadelenin sonunda bizi neler bekliyor?
Kitap; hepimizin aşina olduğu ya da en azından adını duyduğu Kleopatra destanının başlangıcını, Kleopatra'nın pek de bilinmeyen küçük kardeşi Arsinoe'nin anıları üzerinden anlatılıyor. Aslında kitapta Kleopatra'ya dair pek bir şey yok. Olaylar daha çok büyük ablası Berenike ve Arsinoe etrafında dönüyor. Babası Kleopatra'yı, annesi de iki küçük erkek kardeşini alıp kaçtığında Arsinoe tek başına kalıyor ve bu yalnızlıkla nasıl mücadele ettiği, neler yaşadığı ve henüz küçücük bir çocukken nasıl olgun ve zeki bir kıza dönüştüğü ele alınıyor. Arsinoe'nin, ablası Kleopatra'ya karşı aşırı bağlılık ve kıskançlık gibi iki güçlü duygu hissetmesi kitabın yazarının kendi ablasıyla ilişkisinden yola çıkarak kurgulanmış olması detayı kitaptan daha güzeldi açıkçası. Berenike karakteri kötü gibi gözükse de benim çokça sempati duyduğum bir karakter oldu.
Açıkçası okuyup bitirdiğinizde çok tatmin eden bir kitap değildi ama akıcı ilerliyor. Benim bitirmem uzun sürdü çünkü pek de ilgiyle okumadım.
Mısır'a,mitolojiye, tanrılara ve kurgusal roman okumaya hazırsanız kesinlikle bu kitapla buluşmalısınız. Kleopatra'nın iki kız kardeşinin ağzından anlatılan kitabın dili gayet okunaklı. Yazar kitabı yazabilmek için baya birikim sağlamış bu her halinden belli. Onun dışında onun gölgesinde kalan iki kardeşin yaşadıkları okuyucuya o kadar güzel nakledilmiş ki adeta siz orada yaşıyorsunuz.