Emma Goldman Posts
You can find Emma Goldman books, Emma Goldman quotes and quotes, Emma Goldman authors, Emma Goldman reviews and reviews on 1000Kitap.
Halk ise derin uykularda, olanlara ilgisiz. Zincirlerini kendi üretiyor, efendilerinin buyruğuna uyarak kurtarıcılarını çarmıha geriyor.
Sayfa 307Kitabı okudu
Devrimci ya da muhafazakâr, her erkek kadını kendine bağlamak niyetindeydi.
Sayfa 235Kitabı okudu
Gerek kişisel düzeyde, gerekse devlet düzeyinde kendi yurtlarındaki insanları sömüren ve onlara köle gibi davrananlar, başka ülkelerin insanlarını kurtarmakta tutarlı olamayacakları gibi niyetlerinden de kuşku duyulurdu.
Sayfa 232Kitabı okudu
On altı yaşındaki Abe ile on sekiz yaşındaki Pete'in güya babalarının bir prensibi ayaklar altına almış olmasının hesabını sormalarına ya da yazılarının propaganda değerini tartışmalarına tanık olmak çok hoştu. Eleştiri gençlere özgü bir sertlik ya da küstahlıkta olsa bile Isaak sonuna kadar büyük bir sabır ve saygıyla dinlerdi. Ne o ne de Mary, daha tecrübeli ve yaşlı olmanın üstünlüğünden yararlanırdı. Çocuklar
her bakımdan onların eşitiydi; karşı çıkma, kendi hayatlarını yaşama ve öğrenme
hakları tartışma konusu değildi.
Isaak, "Eğer kendi evinde özgürlük yoksa, dünyaya özgürlük getireceğine nasıl inandırırsın insanları?" derdi.
Sayfa 230Kitabı okudu
Kıskançlık, anlayışlı olmanın, sempati duymanın, cömertliğin tam zıttıdır. Kıskançlık insan karakterine asla bir şey katmadığı gibi, hiç kimseyi büyük ve iyi bir insan da yapmamıştır. Gerçekte kıskançlık, insanı öfkeden dolayı kör eden, şüpheden dolayı küçülten ve imrenmeden dolayı katılaştıran etkenlerin başında gelir.
Yoğun ve bilinçli bir içsel hayatı olan hiç kimse, zihinsel acı ve ıstıraptan azade olmayı umut edemez. Şeylerin sonsuza dek iyi gitmesi arzusunun yerine gelmeyişinden duyulan keder ve çaresizlik, hayatımız boyunca bizi bırakmayan kalıcı duygulardır. Fakat bu duygular bize dışarıdan dayatılmaz; esas kaynağı şu ya da bu kötü kişilerin kötücül eylemleri değildir. Bu tür duyguları koşullanduran şey, varlığımızın ta kendisidir; daha doğrusu, varoluşumuzda bize eşlik eden bin türlü müşfik ve hayrat ipliğin bir arada dokunmuş halini yansıtırlar.