"Henüz evli olmasam da kadın ve erkeğin yıllar geçtikçe birbirlerinin karısı ya da kocası olması kalıbının asılıp birbirlerinin önemli bir uzvu haline geldiğini düşünüyordum."
Hangi şehirde ya da aileden olacağımız, bedenimizdeki herhangi bir uzvumuzun noksan olup olmayacağı... Her şey bir muammaydı. Ancak yine de geliyorduk dünyaya.
Toksik Yalnızlıklar
Kitap, sekiz ayrı öyküden oluşmaktadır. Her bir öykü, farklı karakterlerin iç dünyalarına ve yaşamlarına odaklanarak insanın duygusal derinliklerine dokunmaktadır. Yazar, karakterlerin deneyimlerini ve duygularını çeşitli yollarla aktararak okuyucuların içsel bir yolculuğa çıkmasını sağlar. Yalnızlık, kitabın ana teması olarak işlenir ve karakterlerin bu duyguyla baş etme süreçleri incelenir. Öykülerdeki detaylı karakter tasvirleri ve olay örgüleri, okuyucuların kendilerini hikayenin içine çekmesine olanak tanır. Kitapta yer alan öyküler arasında "Duvardaki Hayalet", "Gündüz Kafası-Gece Kafası", "Balıkçı", "Herhangi Bir Arif" (Obsesif Arif, Doktor Arif, İşsiz Arif), "Parasomnia", "Kınalı", "Kâmuran'a Övgü" ve "Uzun Bir Yolculuk" gibi çeşitli konular ve karakterler bulunmaktadır. Yazarın anlatımı, insan psikolojisine ve duygularına derinlemesine bir bakış sunar ve okuyucuları düşündürür.
@sinadayayinevi
Bugün size sekiz öyküden oluşan #toksikyalnızlıklar kitabı ile geldim .Eğitimci bir yazarımızın kaleminden çıkması ise ayrı bir detay .
Önsözdeki Can Yücel şiiri beni benden aldı zaten .Hani şu tanımadığı adamları eve alan şiir bilirsiniz . Yazarımız da tanımadığı adamları yazmış ve onları değiştiremediği için kelimelerine hapsetmis,ortada dolanmasınlar diye .
İç dünyamıza harika yolculuklar yapıyoruz her öyküde .Kimimiz doğuştan yalnız,kimimiz terk edilmiş hayatta .Sevdiklerimiz göçüp gitmiş belkide . Kalabalığın arasında yalnız hissediyoruz bazen .Hepimizden bir parça bu öyküler .
Yalnızlık ,saf ve temiz aşk ,ölüm ,iç çatışmaları, karasızlıklar ..Hangimiz yaşamadık bunları?
Herhangi bir Arif hikayesinde tek karakteri farklı kimliklerde görmek ilginçti . Balıkçı ve Kınalı hikayeleri ise içimi acıtanlar oldu .Bir rüyanın peşinde uzun bir yolculuk yaptık bir diğer hikayede .Ah Kamuran evliliklerin bazı hallerini ne güzel serdin önümüze sen . Bir de Engin'in o saf aşkı yok mu ? harikaydı hepsi .
İyi ki okudum dediğim kitaplardan biri oldu benim için . Okuduğunuza asla pişman olmayacağınız tavsiyemdir canlar Kaleminize sağlık Emre Çelik
Yalnızlıklar , yalnız kalınmışlıklar , yalnız kalmak zorunda olanların sesi , dili olmuş resmen bu eser. Yüreğin çırpınış sesini duyuyorsunuz ya da yaşanılan pişmanlıkları, geriye dönüş yolunun olmadığını öğreniyorsunuz.
Acı tecrübeler, geç kalınmışlıklar , birilerine sebep olmak yaşadığın bütün ömür omuzlarına binen birer yük olmuş gibi yalnızlığı okumak istiyorsanız bu eser ile taşımanızı tavsiye ediyorum.
İçerisin de 8 öykü var ki bu öyküler yazarımızın dediği gibi herhangi bir insanın yaşayacağı türden yaşanmışlıklar içeriyor . Bizi bize anlatan öyküleri yalın , sade bir dille aktarmış bu eser bizlere .
Bir fotoğrafla aşkı bulduğunuzu sanıp , düşüncelere dalarken aynı anda kaybettiğinizi düşünün ... Bir babanın dev dalgalar ile oğlunun ellerinden kayıp gittiğini düşünün ... Ve yıllarca kaybettiği yerde bir kulübe yapıp öldüğünü bildiği halde geleceğini beklemesi , hayal etmesi ne acı ...
Deprem ülkemiz için büyük bir sınav . Depremi an ve an yaşayıp göçük altında kalmış bir yalnızlığı okurken , son yaşanılmış çaresizliği düşünün...
En çok etkileyen beni bir abinin kardeşi için kınalı kuşu getirebilmeye çalışması . Sebep olup onu yıllarca sırtında bir yük gibi taşımayı düşünün...
Her öykü bizi bize anlatıyor. Bizim yaşadıklarımız, gördüklerimiz , tanık olduklarımız , yaşadıklarımız satırlara dökülüp gerçeği öyküleştirerek yazmış yazarımız . İyi ki de yazmış .