Bidonları bıraktığı yerden alan babası, " Hadi Kerem gidiyoruz " deyinceye kadar geldiğini fark etmemişti. Babası önden o arkadan cami kapısından dışarı çıktılar. Kerem elinde elbise çantası, dönüp dönüp okula bakıyordu.
Asker elbisesiyle, tozuna rağmen parlayan potiniyle, tıraşlı yüzü ve parlayan saçlarıyla amcası babasından daha yakışıklıydı. O zaman öyle düşünmüştü; hâlâ öyle düşünüyordu.