Her şeyim bir soru ile bir cevap arasında sıkışıp kaldı; neden ve nerede idim? Hiçbir şey için, hiçbir yerde idim! Ne yapıyordum? Hiçbir şey! Bir koltuğumun altında hala “hiçbir yeri” taşıyorum, diğerinde ise “hiçbir şeyi” Hiçbir yerinde hiçbir şeyde kefene sarıp benden sonrakiler rahat etsin diye kendimle beraber mezara götüreceğim.