Engin Aktel

Son Eylül yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
13
Okunma
1
Beğeni
1.095
Görüntülenme

Hakkında

1942 yılında İstanbul'da doğdu. Nilüfer Hatun İlkokulu, Işık Lisesi Ortaokulu ve Yeni Kolej Lisesi'ni bitirdi. Şişli İktisadi ve Ticari İlimler Fakültesi Maliye-Muhasebe bölümünde okurken İstanbul Haber gazetesinde spor muhabiri olarak, 1960 yılında gazetecilik mesleğine atıldı. 1964 yılında Hürriyet gazetesinin çıkardığı haftalık Fotospor dergisinde sayfa sekreterliği ve spor muhabirliği yaptı. 1968 yılında Hürriyet gazetesine yazişleri müdürü olarak geçti. Sırasıyla Bulvar, Tercüman, Bugün ve Sabah gazetelerinde yazı işleri müdürü ve yayın koordinatörü olarak çalıştıktan sonra, 2000 yılında emekli oldu. Serbest gazeteci olarak çalışmalarını sürdüren Engin Aktel, evli ve bir çocuk babasıdır.
Unvan:
Yazar
Doğum:
İstanbul, 1942

Okurlar

1 okur beğendi.
13 okur okudu.
2 okur okuyor.
9 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Bu balığın adı Hristospsari'dir. Yani İsa balığı. Bu gördüğü kara leke de İsa'nın parmak izidir. Tevatür göre bir balıkçı köyüne giden İsa, oradaki halkın açlıktan kırıldığını görür.Ne olduğunu sorar ve orada artık balık olmadığını, bu yüzden köydekilerin açlık içinde olduğunu öğrenir.Kalabalıktan ayrılarak sahilden denize doğru yürür. Ayaklarının dibine gelen bu balığa birşeyler fısıldar ve baş parmağını sıkıca solungaçlarının altından böğrüne doğru bastırır. İşte bu gördüğün kara leke oluşur.Balık, İsa'dan aldığı emirle derinlere gider ve diğer balıkları toplayıp köy halkının avlandığı sulara getirir. O gün bugündür bu balık İsa'dan aldığı görevi yerine getirmeye çalışır.
Muvakkar'ın deyimiyle, buraya daha ziyade iki tek atıp evin yolunu tutan yarı kılıbıklar takılırdı.Muvakkar gibi kimseye hesap vermek zorunda olmayan bekarlar ise yuvarlak çinko masada meyhaneyi kapatana kadar sohbete devam ederdi. Yalnız bir şeyi konuşmak yasaklanmıştı çinko masada: Politika...Bu yüzden çok seneler önce büyük kavgalar çıkmış, cinayet bile işlenmişti. Güzel sohbeti, keyif veren içkiyi politika mezesi ile azap haline sokmaya kimsenin hakkı yoktu. Bu kural yıllardır bozulmadan süre gelmekteydi.
Reklam
Reklam