Bizler için sadece çalışma, mücadele uğruna kurban verilen bir yol vardır. Sınav anlarında her zaman iki şey aklımızda olsun: Arkamızda her daim Allah'ın (C.C.) rızası ve halkımızın kabulü bulunmalıdır ve olacaktır.
Düşmanları mucizevi yolla kovacak, fakirliği ortadan kaldıracak, refah ve aydınlığı getirecek herhangi bir mehdi de yoktur. Mehdi bizim tembelliğimizin, güçsüzlüğümüzün adıdır.
“Sen ne düşünürsen düşün. O, o düşüncenin de üstünde, ne düşünürsen düşün, hepsi de yok olup gider. Düşünceye gelmeyen yok mu? O’dur Tanrı!” Mevlana. Erdal Baykan hoca bu akademik eseriyle, Tasavvuf ve Tanrı sorununa Mevlana’nın algı ve aşkınlığıyla ışık tutmaya çalışmış. Yine metinlerarası bir tartışma ortaya koyarak Mevlana’nın ve tenkitte bulundukları arasındaki hakikati ışıklandırmaya gayret gösteriyor. Mevlana’nın düşüncesindeki ana temaları, onun Tanrı anlayışını; neyin ne olduğu ve neyin ne olmadığı durumunu işlerken kelamcılara, feylesoflara, mutasavvıflara ve dönemin tüm sorunlarına değindiği tespitinde bulunuyor.
Biraz acı gerçekleri yüzümüze vurmuş sevgili aliya. Bosnayı ve boşnakları çok seviyorum. Ve seni de bilge kral!
Harf inkılabı konusundaki yorumu ne kadar tepki alsa da gerçeklik payo yok diyemiyorum. Üzgünüm
Aliya'nın İslam Deklarasyonu adlı kitabını daha iyi anlamak ve özümsemek için okumaya başladığım bu kitap beni sükutu hayale uğrattı. Kitabı yarım bırakmamak için kendimi oldukça zorladım.
Yazar konuları başlıklar altında incelemiş. Ve kanımca bundan kaynaklanan tekrarlara düşmüş. Yalnızca cümleleri sürekli tekrarlamakla kalmamış neredeyse paragrafları olduğu gibi aktarmış. Yani tekrara gitmek yerine sayfa sayısını yarıya indirseymiș, benim için okumaya değer kitaplar arasında yer alacaktı.