1957 yılında Rize’de doğdu. Rize Lisesi Edebiyat Bölümü’nü, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rize Meslek Yüksek Okulu’nu ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdi. 29 yıl Rize’de, 24 yıl İstanbul’da yaşadı. 2011 yılının başından beri Karabük’de yaşıyor. Kendisi, 2017 Haziran’ında Balıkesir, Ayvalık’a yerleşeceğini ve kalan ömrünü orada yaşayarak eser vermeye devam edeceğini söylüyor. Yazı yaşamına 1980’de öykü yazarak başladı. Yüzlerce sanat-edebiyat dergisinde ve gazetelerin sanat yapraklarında şiir, deneme, öykü ve eleştirileri yayınlandı. Eleştirel yazılarında eş-dost ayrımı yapmadan yanlışların altını cesurca çizmesiyle tanındı. Toplumcu-Gerçekçi sanat anlayışını benimseyen yazar, tüm karakterlerini yaşamın içinden aldı. Sanal dünyalar ve ütopik duygulardan uzak, hayatın katı gerçeklerini gözler önüne serdi. Gerçeklerden yola çıkarak gerçeğe ulaşmayı hedefledi. Yaşanmış ya da yaşanmakta olan hayatları kuytu köşelerden alıp, okurlarıyla buluşturdu. “Dağlar da ağlar” (Öykü) adlı kitabı 2014 Haziran’ında yayınlandı. Bu kitaptan sonra kendisine “Dağları ağlatan yazar” yakıştırması yapıldı. İrem, adlı bir kız çocuğu olan Erdinç Ozan, yerel basında günlük köşe yazıları yazmayı sürdürüyor. Edebiyat dergilerinde öykü, deneme ve eleştirel yazılar yazıyor. Çok yakında Balıkçı Kız ve Narin Safran (Seni yüreğimin yaralı sularına alıp gidiyorum) adlı iki romanı daha yayınlanacak.
Birisini seviyorsan,ona hayransan ya da aşıksan onun geçmişte nasıl yaşadığı,neler yaptığı seni ilgilendirmemeli.Çoğu insan kendi kusuru olmayan nedenlerin bedelini öder.
-Gel yürüyelim senle biraz.
-Islanırız.
-Islanalım. Yolun başındasın daha. Çok ıslanacaksın çok. Hayat seni çok ıslatacak.
-Neden öyle söylediniz hocam?
-Edebiyatçılar ıslanmaya en müsait olanlardır.
Tophane, amcamın altıncı kitabı. Tophane, Rizenin en kadim ve şahsına münhasır mahellerinden biri. Ya da bir zamanlar öyleydi. Babamın ve baba tarafımın mahallesi. Ben orada yaşamadım hiç. Amcam, 1967-68 yıllarında, kendi çocukluk döneminden başlayıp günümüzde Rizeyi tekrar ziyaretiyle bitirmiş romanı. Mahallenin ve dönemin profilini çok iyi yansıtmış. Samimi ve gerçekçi bir dil kullanmış. Zaten kitapta kurgu değil, gerçek kişiler anlatılıyor. Dolayısıyla babamdan dinlediğim bazı yaşanmışlıklarla kitapta karşılaşmak, bilmediklerimi öğrenmek benim için çok özeldi. Bu kitap için objektif yorum yapmam zor. Ben çok beğendim ama başkaları nasıl algılar bilemiyorum. Bence kitaptaki en önemli sorun -de'nin yazımı.