Öne Çıkan Erik Gilbert kitaplarını, öne çıkan Erik Gilbert sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Erik Gilbert yazarlarını, öne çıkan Erik Gilbert yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arkadaşlar herkese merhaba. Kendime göre uzun bir okuma listesi oluşturdum. Daha önce okuyan varsa ya da fikri olan kitaplar ile ilgili buyurun sohbet edelim. Buradaki dostların da kitapları var. Her ay kendime belirli bir miktar bütçe ayırdım almak için. Fikirlerinizi bekliyorum.
1)
... Gerçek ise, zorluk karşısında bile Afrika'nın bir yaşam ve çeşitlilik kıtası olduğudur. Yoksulluk vardır, ama aynı zamanda zenginlik de vardır ve bu zenginlik para ve mal şeklinde olmasa da, genellikle aile ve toplum şeklinde mevcuttur. Zorluk karşısında da sevinç ve kararlılık vardır. Afrika'ya ilk kez gelenlerin çoğu, sadece yoksulluk ve zorluktan dolayı şok yaşamazlar. Aynı zamanda bu şartların Afrika ruhunu yenilgiye uğratmak yerine Afrika ruhunun bunları yenilgiye uğratmış olduğu gerçeği de onları şaşırtır. Afrika'da hiç yaşamamış olanlar için bu tanımlanması zor bir paradokstur; ama bu, çok az insanın Afrika'ya sadece bir kez gitmesinin ve kıtadan ayrılan birçok Afrikalının daha sonra geri dönmesinin sebeplerinden biridir. Afrika pasif olarak dışarıdan gözlemlenirse, ölüm imgeleri bombardımanına yakalanılır. Afrika'da bulunulursa, yaşamın canlılığının ta kendisi ağır basar.
Vergilendirmenin birçok çeşidi vardı; bunların bazıları oldukça yaratıcıydı. Erken dönemde Afrikalıları vergilendirmenin en yaygın yöntemlerinden birisi, hane vergisiydi. Vergi tahsildarları bir kasaba veya köyü ziyaret eder, çatıları sayar ve topluma, ev sayısına dayalı bir vergi faturası çıkartırdı. Buna karşı hızlı bir şekilde geliştirilen bir çözüm olarak daha az sayıda ama daha büyük evler inşa edildi ve böylece yetkililer kelle vergisi (kişi başına vergi) ve ölçek değişikliğinden daha az etkilenecek başka şeylere dayalı vergiler gibi diğer türde vergilere geçtiler. Örneğin Zengibar'da adanın balıkçı toplumlarını para ekonomisi ve vergi dünyasına çekmek anlamına gelen bir kano vergisi vardı.
Amerikalılar ve Avrupalılar bisiklet ve piyano istedikleri için, buharlı gemiler kauçuk ve fildişi toplayarak ve arkalarında cesetler ve kesilmiş eller bırakarak Kongo havzasını dolaştılar.
Xhosa halkının bu durum karşısındaki tepkisi, durumun kendisi kadar çaresizdi. 1850'lerin ortasında Hristiyan öğretisinden kısmen etkilenmiş olduğu görülen Nongqawuse adlı genç bir kıza "vahiy" indi. Sifu-
ba-Sibanza ve Napakade adında iki ilah, Xhosa halkı için vahye dayanan
bir değişim getirecekti. Buna göre, Xhosa halkı sürülerini öldürürse,
tüm tahıllarını tahrip ederse ve kaplarını kırarsa, onlar için yeni bir çağ
doğacaktı. Bu iki ilah, Xhosa halkının sürülerini yeniden toplayacaktı.
kapları tahılla dolup tașarak geri dönecekti, ataları geri gelecekti ve
beyazlar da denize sürülecekti. Xhosa halkının bunu denemeye istekli
olması bile, durumlarının ne kadar vahim olduğunu açıkça göstermektedir.
1857 yılında sürülerini öldürmeye ve tahl stoklarını tahrip etmeye
başladılar. Ancak ataları geri gelmedi, sürüleri mucizevi bir şekilde geri
dönmedi ve beyazlar inatçı bir şekilde yerlerinde durmaya devam etti.
Aynı tarihlerde bir akciger hastalığı salgını bölgeye yayıldı, katliamdan geriye kalan büyükbaş hayvanları öldürdü. Ardından korkunç bir kıtlık geldi. Binlerce insan öldü, binlercesi de göçmen ișçi olarak Cape Sömürgesinde iş aramak zorunda kaldı. Xhosa Hayvan Katliamı, Ingilizler
için mükemmel bir fırsata dönüştü. Bir yandan Xhosa halkının kalan tüm gücünü silip süpürdü, diğer yandan da Cape'de çok ihtiyaç duyulan işgücünü sağlamış oldu.
Portekizlilerin on beşinci yüzyılın başında Atlantik'i keşfi, yeniden fethin(reconquista), yani Müslümanların hakimiyetindeki İber Yarımadası'nın Müslümanlardan geri alınmasına yönelik askeri girişimin bir tür denizcilikte uzantısıydı.