"Bir şarkının cidden olağanüstü olduğunu nasıl anlarsın, biliyor musun?" diye soruyor. "Bu işin sırrı gözlerdedir. Eğer sözleri, gözlerin açık halde hissedemiyorsan -içinde tutamayacağın kadar büyük şeyler hissediyorsan- o zaman şarkının iyi olduğunu anlarsın. Gerçekten iyi olduğunu."
"Hiç böyle düşünmemiştim. Yorumlarını bu şekilde mi yazıyorsun sen?"
"Ah, hayır," diyor. "Ben yazarken çoook profesyonel ve planlıyımdır."
"Ya. Özür dilerim, ben öyle demek..."
"Tek gözümü kapattıran bir şarkı, yorumu hak eder," diye araya giriyor, sırıtıp tek parmağını kaldırarak. "İki tanesi kapanırsa sonsuza kadar onun kölesi olurum."
Hiç beklemedeğim anda kitabında karşıma çıkan Vada ve Luke hikâyesiymiş.
Vada, kendisi ve erkek kardeşi çalıştığı barda podcast'lerini her kaydettiğinde dikkatini çekiyor. Ancak Vada'nın müziğe olan tutkusu (müzik blogu Luke'un takıntılarından biridir) ona olan aşkını körükler. İkili, üst düzey bir görev için bir araya gelir ve birbirlerinin zayıf yönleri ve hırsları hakkında daha fazla şey öğrenir ve aralarındaki kimyayla mücadele etmeye çalışırlar.
Annesinin hayatını sarsacak bir gerçeği ortaya çıkarmasıyla Meg'in hayatı ve inançları altüst olur. Meg ihanete uğradığını hisseder ve annesinin "gizli hayatı" ve kendi katı yetiştirilme ikiyüzlülüğüyle yüzleşmek için evinden uzakta bir yola çıkar.
Micah ise acısını gerçekten anlayabilecek bir arkadaşa gerçekten ihtiyaç duyduğu bir anda yolu, büyükannesiyle buluşmak için kasabaya yeni ayak basan Meg ile kesişir.
Meg hem de Micah'ın ikisininde farklı bir geçmişi vardıdır. İkilinin bağlantıları birbirlerine yaklaşmalarına yardımcı olurken bir yandanda işleri karmaşık hâle getirir.
Luke Greenly;genç yaşına rağmen çok başarılı bir müzisyen.Tek istediği çoookk iyi bir müzisyen olmak.Dünyalar tatlısı ikiz kardeşi Cullen ile Loud Lizard barında podcast yayınları yapıyorlar.
Vada Carsewell; aynı barda yarı zamanlı çalışan kadın karakterimiz.Onun en büyük hayali ise;barın hem sahibi hem de başarılı bir yapımcı olan Phil Joseph’ten müzik enstitüsü hakkında her şeyi öğrenip,hayalini kurduğu Berkeley’deki müzik yazarlığı programına kabul edilmek.
Hayallere gidilen bu yolda aşk kapınızı çalsa ne tepki verirdiniz? Onların da planları arasında birbirlerine aşık olmak yoktu,lakin bilirsiniz ki aşk hep ummadığınız zaman gelir…
Müzik,eğlence,gençlik coşkusu kitap okumayalı baya olmuştu.Böyle yormayan tek çırpıda okunan kitaplar tam bir göz bebeği değil mi? Aşkın notaları da tam da böyle.Birbirlerine olan hissiyatlarını mesajlaşır iken,şarkılar vasıtasıyla birbirlerine aktarmalarına bayıldım.Aralarındaki bağı kuvvetlendirmelerini sağlayan en büyük etkenlerden biriydi.Okuduğunuzda ne demek istediğimi anlayacak ve eminim bu detayı çok seveceksiniz.Ben ara ara belirtilen şarkıları dinleyerek kitabı okudum ve ambians olarak bi anda kendimi kitabın içerisinde buldum.(Deneyin!)
Kitabın tek bir bakış açısından yazılmamış olması da artı puanlar arasında.Böylelikle iki tarafın da duygu yoğunluğunu bilmek ve hissetmek biz okuyuculara keyif veren bir detay.Keyif veren,bir çırpıda okunan tatlı mı tatlı bir kitaptı benim için.
Kitapla kalın