Öncelikle belirtmeliyim ki kitap başta çok tekrar ediyordu bu yüzden okumak istemedim. Ilk 50 sayfada her karakterin ağzından olay anlatılınca aynı şeyi okuyormuşum gibi hissettim. Bunu nasıl farklılaştırabilirdi yazar bilmiyorum ancak bu biraz düzeltilmeliydi. Olayları farklı açıdan görmemizi istediğini anlayabildim. Ama olaya değil de düşünceye dayalı olabilirdi.Tam kitap böyle bitmez derken sonradan olaylar hızlandı ve tekrar kesildi. Kader hemşire ve Ender'in hikayesi de beni çok duygulandırdı. Kader hemşire karşılıksız 10 ay bitkisel hayatta olan adama baktı biraz imkansız gibiydi. Böyle insanlardan daha fazla olmalı hayatta. Kitabın sonunda çoğu şey açığa çıktı. Ancak biraz yarım kaldı sanki. Mutlu sonla bitmesine sevindim.
Polisiye sevenler ilk başta zorlansalarda sonradan kitabı seveceklerdir.
Ev işleri,çocuk ve diğer sorumluluklar olmasa çok daha önceden bitebilirdi çünkü hiç sıkmayan tabiri caizse dere gibi akıp giden bir anlatımı vardı. Klasik polisiyelerden farklı olarak herkesin gözünden olayların ilerleyişinin verilmesi ya da son olayı önce verip oraya nasıl gelindiğini sonradan anlatması başta beni biraz zorlasa da sonradan çoooook hoşuma gitti. Filmlerde veya dizilerde gördüğümüz eğlenceli ve içten ekip modu vardı ve kişiler arasındaki bazı diyaloglar hayli eğlenceliydi. Günlük bir dili olması okumayı kolaylaştırıyordu. Ancak sevgili editör,lütfen noktalama işaretlerinin doğru kullanımını öğren
İçinde aşk,karşılıksız iyilik,merhamet,dostluk ve dürüstlük gibi güzel konulara da yer verilmişti. Hatta bir işletme sermaye azken nasıl büyütülebilinir onu da öğrendim severek ve eğlenerek okuduğum bu kitabı tabi ki sizlere de tavsiye ediyorum. Umarım okur ve en az benim kadar beğenirsiniz. Kitapla kalın.
Buzları erimişti hemşirenin. Normale dönmüş gibiydi herşey. Ama o küçük, belki birkaç dakikalık şehvetli anlar, hayatlarını sonsuza kadar değiştirecek bir kavramdı. Artık Ender’ in karşısında, hayatını borçlu olduğu o hemşireden çok daha fazlası duruyordu. O yarın kalan gecenin sonrasında verdiği tepki dolayısı ile onu sadece kurtarılmış bir can, veya yalnızlığını paylaştığı bir ev arkadaşı olarak görmediğini düşünmeye başlamıştı. Belki yalnızlıktan, belki acıma duygusu ile belki de normal sebeplerden ona karşı duygular beslediğini hissetmeye başlamıştı. Onunsa aklı karma karışıktı.
Ersan EVCİL