1964 yılında Bilecik Bozüyük'te doğdu. S.Ü. Sosyoloji Bölümünü bitirdi. "Kentlileşemeyen Ailelerin Sosyo-Kültürel ve Ekonomik Kökenleri" başlıklı teziyle S.Ü. SBE'de Yüksek Lisansını, "Türk Gençliğinin Değerleri" başlıklı teziyle de doktorasını SA.Ü. SBE Sosyoloji Anabilim dalında tamamladı. Halen Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim görevlisidir.
Köy ve köylüler hızla değişen dünyaya sessizce direnmeye çalışan, kaderlerine sonsuza kadar razı olan, söyleyeceklerini gözleriyle ve kalpleriyle ifade eden insanların yaşadığı yerlerdir.
Kitap üniversitedeki bir hocamın uzun süren araştırmaları sonucu ortak bir düşünce dizisinden oluşmaktadır. İçerik ise aslında nerdeyse her gün duyduğumuz haberlerin yazıya dökülmüş hâli diyebiliriz. Değişen tek şey kitapta cinayeti işleyen kişilerle yapılan görüşmeler detaylı şekilde yer almıştır. Yani bir nevi kurban ve katili neler yaşadı da sonunda bu trajedi gerçekleşti sorusuna cevap aranmıştır. Bilimsel açıdan ise caydırıcılık, evlilik tipi, toplumsal yapı gibi kavramlara bakış açısı ve yüzde hesaplamaları verilmiştir. En önemli nokta ise ülkemizde "namus" kelimesine bakış açısı ne durumda, toplumda yeri nedir gibi sorulara cevap aranmıştır.
Peki sizce de namus denen şey sadece kadına mı tâbidir? Tavsiyedir okumanızı dilerim.
Hayatını çocuklarına adamış, yaşamı boyunca elde edemediği emellerini gerçekleştirme çabası ile huzurlu bir yaşam için her şeyi hazırlayan bir adamı tüm geçmişini ve geleceğini alt üst ettiğine inandığı ve düşündüğü bir felaketi başka bir felaketle(!) bertaraf etmeye sevk eden nedir? Kız kardeşini ağır yaralayan gencin karakolda polisin kendisine "Dua et ki ölmemiş olsun!" sözünü duyduğunda kendi kendisinden nefret ettiren, beceriksiz görmesine neden olan duyguyu besleyen nedir?