1964 Yılında İzmir'in Kiraz İlçesinde doğdu. 1986'da Ankara Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Ağrı Eğitim Yüksek Okulunu, 2002'de AÖF'nin 2 yıllık 'Türkçe' bölümünü bitirdi. 1986-1992 arasında Bingöl-Kiğı'da, 1992'den sonra İzmir Ödemiş ve Kiraz'da öğretmenlik yaptı. Şiire 1987'de başladı. Aynı yıl, Yenice Gazetesi'nin düzenlediği Sabri Akay Şiir Yarışması'nda 'Yüz Liralık Çocukluk' adlı şiirle mansiyon aldı. Daha sonra "Yaba Öykü, Kıyı, Damar, Karşı, Öğretmen Dünyası, Güneş, Dönemeç, Çalı" gibi dergilerde şiirleri yayınlandı. İlk şiir kitabı "Erik Ağacı Olmak İsteyen Çocuk" 2004'te çıktı. Şiir dosyası "Çıkınımdaki Azıklar" ile Karabük İbrahim Yıldız Şiir Ödülü'nde mansiyon aldı. Şiirin yanı sıra öykü de yazıyor. Ümit Kaftancıoğlu Öykü Yarışması'nda "Suriye'nin Öyküsü" adlı öyküyle ikincilik kazandı.
“Kadınım diye yok sayamazsın beni! Ben de varım trafikte! Hayatın içinde ben de varım! Benim de fikirlerim, karalarım var! Anlıyor musun? Erkek sürücü!”
Dali' yi Brezilya ormanlarından koparan kim? İnsan. Kafeslere koyup onu herhangi bir alıcıya ulaştıran, yine insan... Peki, onu Brezilya' dan alıp dünyanın bir ucuna taşıyan ? Para kazanmak için elden ele satan? Çocuklar eğlensin, yalnızlıklarını unutsun, eğlenirken iyileşsin de iyileşsin diye satın alan? Evime uyum sağlasın, hayatımı zorlaştırmasın diye eğiten? Yine insan, yine insan... Demek ki hayvana verilen bu eğitim insan için... Maymunun açısından bakalım şimdi. Dali olsaydınız ne düşünürdünüz?
ben bir filistinli çocuğum
kavgamın gölgesi düştü sevdamın üstüne
yaşlandım anne
umutlarım gazze şeridinde vuruldu
kar yağdı cehennem sıcağında yüreğime
dünyanın bütün silahlarını versek eskiciye
bütün bombalarını / bütün askerlerini
bir top bir uçurtma pahasına
dinle beni anne / sil yüzündeki kederini arkamda sakladığım ellerimden birini
aç haydi anne
düşlerinin can aynasından kırılmış / filistinli
çocuk kokulu ölüm getirdim sana
haykır tüm kinlerini dünyaya / sor
namluda parlayan güneş neden parlamaz gözlerimde
dinle beni anne / gözyaşlarınla bir bir sula
yeşert filistin’in yüreğindeki çiçekleri
Öncelikle merhaba Harika bir kitap okudum. #dedembirmaymun kitabı hem çocuklar hem yetişkinler için harika bir eser. Kitabımıza gelecek olursak iki çocuklu bir aile ve yanlarında yaşayan dedeleri ile normal bir hayat yaşarken evin babasına hediye edilen maymun ile hayatları nasıl değişir ve gelişir. Mutlaka okuyun derim. Kitapla kalın. Sizlere bir kaç alıntı bırakıyorum.
MAYMUNA DÖNEN DEDE Mİ, DEDEYE DÖNEN MAYMUN MU?
Kitabı elime alıp sayfaları çevirince içindekiler bölümüyle hemen merak uyandırdı bende Eşref Karadağ’ın son yapıtı “Dedem Bir Maymun”. Bir çocuk hatta bir yetişkin için bile en önemli ögenin merak olduğunu düşünenlerdenim çünkü bir kitap daha ilk sayfalarından bizi bir şeyler hakkında
DEDEM BİR MAYMUN
"Haydi Dali! Gel al pandayı! Panda kaçtı! Panda kaçtı!"
"Empati sınırsız bir duygudur, 'ama, fakat, yoksa' ile başlayan sözcükleri kabul etmez."
Tunca'nın babasının arkadaşının ona maymun hediye etmesiyle başladı herşey. Ama Derya bunu asla kabul etmeyecekti ve etmedide. Çaresiz kalan Bedri onu hayvan