Yaşlılar, içlerinde sürüp giden savaşın gümbürtülerini dinlemekten yorgun, konuşulanlardan bir şey anlamadıklarını belli eden derin çizgili suratlarla bir komutana, bir muhtara, bir Bulduk Usta’ya bakıyor, bu arada da bir duayı bitirip diğerine başlayarak dudaklarını kıpırdatıyorlardı.