Kitap yazmanın; şimdiki zamanın dışına çıkarak hayatın tutkunlarının doruk noktasını denge ve istikrarın oluşturduğu bir zaman dilimine girmek olduğunu hayal etmişti.
Black Swans’ı okurken aklıma takılan esas soru buydu: kişilerin iyi niyetinden hangi noktada kuşku duyulmaya başlanır? Sorumun nesnesi yalnızca Babitz değildi, belki de çok daha büyük boyutta yazarı yerlere göklere sığdıramayan her sosyal medya kullanıcısıydı.
Büyük beklentilerle başladığım bu kitabın ve yazarının iyi niyetinden şüphe duymaya
Okuduğum en 'rambly' kitap olabilir. Yazarın kişiliğinin büyüsüne kapılmamış bir editörün elinden geçmiş olsaydı ne kadar iyi olabileceğinin kanıtları, aynı başlığı taşıyan denemesi Black Swans'da izleniyor. Harcanan potansiyel bir yana, şaşırtıcı derecede geride kalmış fikirleri beni hazırlıksız yakaladı. Toparlamak gerekirse: Meh!