Devletin devamı için üç büyük tehlike vardı: Onu yöneten akıllı insanların duygusuz oluşu, duygulu insanların etkisiz oluşu ve etkili insanların akılsız oluşu!
Her yağmurdan sonra göl, dere ve denizleri çamura bulayan toprak kayıpları hiç dert edinilmeyip, bal üretimindeki artış zafer çığlıklarıyla sahipleniliyordu.
Devlet el koyabilir korkusuyla arazisindeki ağaçları kesmek zorunda bıraktığımız vatandaşa, aynı arazisinde diksin diye postayla gönderdiğimiz ağaç tohumlarıyla yeşil bir Türkiye için destan yazıyoruz denilebiliyordu.
Milyarlarca lira değerindeki harfiyat gelirlerine sahip çıkamayıp, birkaç kuruş için karacaların katledilmesinde avcılık adına ısrar ediliyordu.
Saymakla bitmeyecek kadar benzer saçmalıklarla gerçeklikten tamamen uzak bir ormancılık anlayışı oluşmuştu.
Ormanlar, her zaman ondan usulsüz bir şekilde yararlanmak isteyenlerin iştahını kabartan bir değer olduğundan, korunması ve muhafazası da içinde çok çeşitli güçlükleri barındıran karmaşık bir yapıya sahipti.
Hani derler ya ölmeden önce okunması gereken 100 kitap, 1000 kitap..Ben de diyorum ki, çalışma hayatına başlayacak gençlerin okuması zorunlu bir kitap BÜROKRANT ...34 yıllık kendi çalışma hayatımla bir kez daha yüzleştım..Belki de ortak nokta Trabzonun güzel insanlarının vatana evlat yetistirme bilinciyle yetiştirilmiş olmamızdır.. Büyüklere rahmet eylesin..
Bir Türk genci olarak bu eseri okuduğumda her ne kadar dehşetli durumların içerisinde olsakta her zaman bir çıkış yolu olduğunun, inanırsak ve haklıysak her türlü mücadeleyi başarabileceğimizin bir kez daha farkına vardım. Çalışma hayatına başlamadan önce bu kitabı okuduğum için kendimi şanslı hissediyorum çünkü bu eser bir kez daha hatırlattı ki; zaman zaman karşımıza etik değerleri olmayan insanlar çıkabiliyor.
Bu eserin sadece bir rehber değil, yakın dönem Türkiyesinin realist bir fotoğrafı olduğunu düşünüyorum. Eser, çeteleri bu sefer gençlere ihbar ediyor; Türk milletine ihbar ediyor. Faruk Çebi bu eserinde yaşadığı haksızlıkları bizlere ihbar ediyor çünkü devletin içindeki ihbar mekanizmaları bu konuda gereğini yerine getirebiliyor mu bilemiyoruz… Bu anlamda sadece biz gençlerin değil bütün vatandaşların bu eserdeki çığlıkları duyması gerektiğini düşünüyorum.