III. Edward, Fransa'ya karşı giriştiği savaşlarda asker ihtiyacını karşılamak için lordlarla yasal mukaveleler yapma yoluna gitmiş, nakdî ödeme anlaşması karşılığında onlardan gerekli asker kaynağını elde etmeyi tercih etmişti, Lordlar da Ortaçağ hiyerarşisinde kendilerinden daha aşağı konumda tarafından olan hizmetlilerle kendilerinin kral ile yaptıkları gibi nakdî ödemeye dayalı sözleşmeler yapmışlardı. Lordlara, kendilerine ait ordular oluşturma imkânı verecek olan bu adım, merkezi otoritenin kontrolü dışında yerel güç odaklarının ortaya çıkmasına neden olacaktı. Böylesi bir girişim lord ve vasalları arasındaki toprak temelli klasik feodal ilişkilerin yerle bir olması demekti. Plummer bu yeni hizmet ilişkisi biçimini sert biçimde eleştirerek lord ile kiracı arasındaki eski ilişkinin yerini lordarı, lorda mensubiyeti simgeleyen özel üniforma giyen ve lord adına savaşan bir hizmetliler sürüsüyle tanımlanabilecek Bastard Feudalism'in aldığını iddia etmişti. Plummer'in ortaya koyduğu Bastard Feudalism tanımı idealize edilmiş bir Ortaçağ feodal düzeni algısına dayanmaktaydı. Feodal düzen, Ortaçağ toplumsal ve siyasal organizasyonunun yukarıdan aşağıya doğru hiyerarşik ve sabit şekilde işleyen, değişmez yapısını ifade ediyordu. En üstte kralların yer aldığı hiyerarşik düzende kiracılar, sosyal sistem içinde ellerindeki ekonomik ve sosyal güce göre sıralanıyorlardı. Sosyal hiyerarşinin en alt olan basamağında ise lordlara birçok hususta hizmetle mükellef olan köylüler yer almaktaydılar.
Sayfa 123 - Ketebe Yayınları